bir “mor ve ötesi” vardı. ne oldu onlara?
benim lise son sınıfta bitmeye yüz tutan volkmen piline inat “cambaz” ı dinlerdik sınıftaki bir kaç geçiş dönemi gotiği ile. bir de “my immortal” vardı tabi. onu unutsam ayıp ederim. her sınıfa demirbaş olarak masa, sıra, tahta bi de “merve” koyuyorlardı o zamanlar şimdi de aynı mı bilmem, bu merve siyah göz kalemiyle depresyona girebilen, gözünü yıkadığı an normal haline dönüşen bir kızdı. kendini amy lee zannederdi kara kaşlı kara gözlü bodur gürbüz yurdum mervesi. ben de misal parmaklarımın ucuna taktığım minik yüzüklerle özlem tekin olduğumu zannediyordum. o gümüşlere ne para verdim arkadaş ben zamanında. çünkü çok bişeye benziyosun o yüzükleri takınca heee! pembe parlatıcı, saç köpüğü ve johnson’s baby ocean ile güzel olabileceğimize inandığımız günlerdi. “Hey girl” öyle diyordu boru değil. Hey gidi…
aşağıda okulumuzun nadide öğrenci grubu “barış köprüsü” “my immortal”ı çalıp söylüyor. resmen küçücükler daha uçuk pembe parlatıcılı, renkli converse bağcıklı, kulağına delik deldirip deldirmeme konusunda mütereddüt, saçını yeni uzatmaya başlamış ama bi boka benzetememiş, öyle saf, öyle gençler işte… çok da tatlılar abileri ablaları. gruba üye olun facebooktan. nası hepsi birer küçük amy lee, küçük kaan tangöze, küçük jim morrison, kıyamam yaaaa:(