Ne cekiyorsam su hizmet sektorunden cekiyorum arkadas.
Simdi ben zaten kendi anadilimde dahi berbere istedigim sac tirasinin nasil olmasi gerektigini anlatamayan bir insanim. Korleme gerceklesiyor butun olay. Biraz kesiyor, “nasil, olmus mu?” diyor, ben, “yok abi ustleri az daha kisalt favorileri de iyice gozluk hizasina cekersin sana zahmet.” diye cevap veriyorum. O islemlerden sonra “makina mi, ustura mi?” diye sorgusuna devam ediyor. “Makina” diyorum. Oyle sakat bir sekilde oluyoruz. Tirasin sonunda istedigim uzunlukta bir saca sahip olmussam ben bile sasiriyorum.
Gelelim olaya. Artik saclarimin da hayvan gibi uzayip kontrolden cikmasiyla berbere gitmeye karar verdim. “Lan su saclar hic uzamasa olur muyuz sanki!” diye kendimi etrafta bulabildigim bir berbere attim cumartesi aksamuzeri. Burada oyle ayrica erkek berberi yok. Guzellik salonu gibi bir yer kim gelirse, ne isterse yapiyorlar. Garip. Yani sadece erkege hizmet eden elbet vardir ama benim yasadigim civarda yoktu. Neyse cumartesi zaten oldukca feminen gozuken o salona girerken cekingenlik vardi uzerimde. Urkekce kasaya yaklastim ve “erkek saci da kesiyor musunuz?” diye sordum. Kasanin arkasindaki teksas aksanli genc kiz “ohoo sac ne kelime, nasil istersen.” dedi. “Iyi” dedim. “O zaman benim su saclari bir alin.”. Kiz “su anda hic bos zaman yok en yakin pazartesi aksam saat 16.30’a randevu verebilirim.” dedi. Kabul ettim ben de zaten korkmusum.
Burada bir ara paragraf anlatayim. Bugun profesorun isleri yogun oldugundan toplantiyi ogleden sonraya biraktik. Benim de saat 4 gibi cikmam gerekiyor ki ancak yetiseyim. Yarim saatlik yol yuruyerek. Saat 15.50 oldu profesor hala cagirmayinca ben gideyim artik odasina dedim. Utana sikila, “Hocam musait misiniz? Konusacaktik ama…” diye yarim bir cumle kurdum. “Biraz isim var. 15 dakikaya kada uygun olucam sana uyar mi?” dedi nezaketen. Yoksa boyle demesi 15 dakika sonra toplanti odasinda ol demek. Ben de artik batti balik yan gider hesabi durumu anlattim. Hocam dedim sac tirasi randevu, uc gundur bekliyorum dedim. Gulduk biraz tabii halime. Sonra “git, git” yarin konusuruz dedi. Tesekkur ederek ciktim odasindan.
Saat 16.24’te berberdeydim. Iceri girip randevumun oldugunu soyledim. Hic bekletmeden hemen koltuga aldilar ve o bitirici soru geldi. “Nasil olsun?” Yer yarilsaydi da icine girseydim dedigim anlardan biridir. “Lan ne bileyim nasil olsun normal kes iste.” diye dusunurken ikinci soru geldi. “Makas mi makina mi?” Simdi makinanin burada clippers diye soylendigini bilmiyordum. Makasi biliyorum tamam o scissors onla bir sorunum yok. Duyunca tabii “scissors or clippers?” diye, dedim “lan herhalde makinayi kastediyor bu clippers ile oh tarif etmeye gerek yok vur 3 e derim olur biter diye dusundum.” Biraz da cekinerek “clippers” dedim. Ne oldugundan da tam emin degilim zira. Orada isin kilici gosterse bunla kesecez sacini iste bu clippers diye, eyvallah derim. Hemen ardindan “kac numara” olsun dedi. Bunu tabii anlayabiliyoruz icinde comb, number falan geciyor oh dedim tamam tanidik bir sey. Dedim “en buyuk kac numara var?”. “Sekiz” diye yanitladi. Bir an sasirdim bizim ulkede hep en buyuk 3 var abicim diye kandirildigimi dusundum. Sonra 8’in en buyuk oldugunu goz onunde bulundurarak 3 demeye gozum yemedi acikcasi. Iyice de kel cikmayak diye dusundum. 5 dedim gene urkek, gene sakin. “E ama 5’le alirsak simdikinden bir farki olmicak.” diye hande yener sesiyle bana hoykurdu. Dedim peki 3 olsun. Basladi 3 numarayla almaya. Oh dedim tamam cogu gitti azi kaldi daha soru sormaz herhalde. Arada diyo nasil oldu uzunlugu falan diye. Lan diyorum icimden ne uzunlugu artik vur gitsin 3 e daha beni burada sikintiya sokma. Neyse efendim bitti makinayla almasi. Eline makas aldi hanimefendi. Basladi ustleri almaya. Arada bir seyler diyo. Anlamiyorum bazisini. Herhalde berberlik terimi. Hayir kendimden de suphe ettim. Sen git “accelerated flows past a rigid sphere or a spherical bubble. Steady straining flow” hakkinda saatlerce hic eziklik hissetmeden tartis. Berber sana nasil olsun suralar mealine gelen bir soru sorsun ona cevap vereme. Buradan bir ders cikaricam yazinin sonunda. Unutturmayin. Neyse en sonunda artik elle tarif ede ede, cuzdandan fotograf cikartip ya sunun gibi olsa aslinda super olur diye diye bitirdik tirasi da hem ben hem kadincagiz rahatladi.
Velhasili kelam su universitelerde bize hazirlik okutuyolar eyvallah. Restorana gidince “a table for two, please” dicez bunu ogretiyolar da berbere gidince ne dicez bunu niye ogretmiyolar arkadasim? O kitaplarin yazarlarinin saclari hic mi uzamiyo? Nasil bir saclari var? Neyse iste anafikir de bu. Great expectations’i da okut, okutma demiyorum ama berberde ne dicez, berber bize neler diyebilir bunu da ogret. Bu bilgiyi yasamadan ogrenemez cunku cocuk ama Charles’i her zaman okur. Hay Anne Frank kadar basiniza tas dussun. Anne Frank’i okudum da simdi berberle kanka mi olduk sanki? Yok. Gene bir cekingenlik bir sorularin yarisini anlayamama. Sogudum ulan berberden! Su yasimda bana travma yasattiniz lan!