Dün gece bir rüya gördüm. Çok güzeldi ama. Hep merak ettim sonra ne olacak diye. Öğlen 2 gibi uyanmam gerekiyordu. Çünkü 3’te işe gidecektim. Ya kaçta gidecektim ki zaten? O yüzden saati ben 12’ye kurdum. Ancak işte uyanır, duş alırım, bir şeyler yerim diye düşünüyordum. Her neyse.. Rüya da bir güzel gidiyor bir güzel gidiyor sormayın. Tam en heyecanlı yerinde alarm çaldı. Saat 12 olmuştu. Haydaa dedim hemen 1 saat ileriye attım alarmı. Ben öyle 5 dakika ileriye atmam. Attım mı tam atarım. Haydi bakalım kaldığımız yerden devam ederiz inşallah diyerek tekrar rüyaya yattım. Başka senaryoya dönmüştük. O kısmı atlamıştık. Önemli olan o kısımdı ama. Ben kasıyorum o kısma dönmem lazım diye. Tam döndük. Pat bir daha alarm. Saat 1 olmuş. Hooop attık mı 2’ye. Olaylar olaylar.. Göremedim ama ben işte o en önemli kısmı. Üzüldüm biraz aslında. Duygulandım sonra uyanınca. Rüyayı anlatamam ama. Buraya yazmak istedim. Bu yazıyı gördükçe o rüyayı hatırlarım diye.
Denemecan bir oyuna alıştırdı beni. Şu adreste;
http://achtungdiekurve.net/
O kadar beynime işlemiş ki, herhangi bir sitede loading flashını gördüğümde, dönen çizgileri aradan kaçırmaya falan çalışıyorum. Önceden Guitar Hero’da olurdu bu bana. Belki de renkler birbirine benziyor diyedir.
Youtube Rock in Rio Lizbon konserlerini veriyor ya, çok güzel oluyor. İnsan orada olmak istiyor. Gideceğim bir gün ama. O festival senin bu festival benim koşacağım inşallah maaşallah.
Şimdilik yeter bu kadar…
Esen Kalın.