Yeni Temamiz ve Ben

Su siralar yogunuz, hepimiz! Tatil onumuz evet ben de bunun farkindayim ama bir sey yapmamanin getirdigi stresi de disari vurmadan edemeyecegim. Tesellicilere sozlerimdir. Her neyse… 2 haftalik bir aradan sonra tekrar evdeyim. Bilmiyorum daha ne kadar evdeyim diye bir kalip, su anki evdeyim kalibiyla birebir ortusebilecek. Orten ve birebir fonksiyonlar… Bilen, bilmeyene anlatsin.

7 ekim. Siradan oldugu kadar, farkli da bir tarih. Hayalkirikliklarinin ulkesi!

Bos yere cagrisiyorum yahu ben de!

Yeni temamiz guzel oldu.

Across The Universe


Filmle ilgili çok fazla bilgi vermek istemiyorum. İzlemenizi tavsiye ediyorum sadece. Çünkü müzikler mükemmel. Ya da Beatles‘ın güzelliği… Bilemedim… Tabii, sadece müzikler güzel diye izlenir mi derseniz, sadece müzikler güzel değil. Lucy var mesela, o da çok güzel. Karakterlerin hepsi çok iyi diye biraz kıvırabilirim. Zaten müziklerle birlikte bütünleşmiş hepsi. Çok da güzel söylemişler şarkıları.

Film için pek yazı yazmam ben. Aslında hiç yazı yazmadım. Sadece bir keresinde yazacağımı söylemiştim. Across The Universe için ise yazmak istedim. İzleyin istedim, o yüzden belki de.
2 tane de şarkı koymak istiyorum. Aslında 3.
Yok yok…
4… 5… 6?
Girl

Hold Me Tight

Not: O değil de, Lucy hakikaten güzel yeü…
Not2: Hıı.. Az kalsın unutuyodum. Filmi tavsiye eden dinco‘ya teşekkür ediyorum. Şaka şaka, etmiyorum.
Not3: Lucy In The Sky With Diamonds için, lütfen bir önceki post…

Sevmediklerim Listesi

Hah işte o beklenen listemsi. Kimse beklemiyodu değ mi? Acayip ters köşe yaptım. O değil de sinirliyim ben yine…

• Domates
• Popomundo
• Atlet
• Yeşil kıyafetli ve converse giyen kız. Converse rengi önemli değil. Bordo oldu mu daha bi sevmem ama. Mesela bu.. Bu kızdaki bordo değil ama anca bunu buldum. Sevmediğim bir şey için anca bu kadar uğraşırım.
• Genel olarak bazı insanlar. İnsan demişken kız. Kız demişken;
• Aykut
• Viski
• Aykut’un viskisi
• Yaşlı/huysuz bir teyze. Dolmuşta bir daha denk gelirse dalacam.
• Yasemin Dalkılıç. (şaka şaka, öyle çağrışım oldu bu) (haa dalmam o da şaka) (ayıp!)
• Kaplumbağamın yeminin kokusu
• Flea’nin sesi.
• Kadının sesi.
• İki elin nesi.
• Hücumbot. (Nesne olarak değil de, kendisini kelime bazında sevmiyorum.)
• Arko traş losyonu
• Anlayışsızlık
• Ego (iki anlamda da)
• Ucuz şarap
• Sonuna gelmiş ketçap/mayonez/hardal kullanmak için harcanan onca emek
• Hardal yoksa patates getirme diyen arkadaş. (şaka len)
• 🙁 hee bildiğin bu; 🙁 .. Hadi “:)” bi nebze daha pozitif
• Vurdumduymazlık
• Varyemez amca
• O değil de bir ara çok iyi yapardım taklidini onun
• Boğaz kalmadı artık
• Boğazı olmayanlar gay oluyormuş
• Anlamsız kısaltmalar
• Kısa Marlboro
• Malbuş
• G.W Bush
• Wednesday Song – John Frusciante
• Güzel aslında o şarkı, seviyorum ben.
• Vallaha sinirlendim ha!
• Yeter, vallaha yeter!
• Mull
• Lale Mull’dur (severim severim)
• Kazım Kazım
• Selçuk Şahin
• Betsson
• 10
• Kız (Q olanı)
• 4 tane kız (4Q)
• Recep İvedik
• Recep Biler
• Pentium (amaç bellidir)
• Salash’ın nargilesi. (artık hakkaten bi düzgün yapın ya! o kadar para veriyoruz be!)

Şimdilik bu kadar… Bi de sevdiklerim listesi yapacağım. Bir tanesini söyleyeyim. Yazı-Tura…
Evet, bildiğimiz para atılanından. Bugün çok sevdim onu. Hikayesini özel istekle anlatırım isteyene. Denemecan’a selam ederim ve derim ki;
“Benim için farketmez!”

Bir de konu ile alakasız ama, yazı sonlarına şarkı koymak güzel oluyormuş. Hoşuma gidiyor. Belki sözlüğe de yazarım bunu. Neyse;
http://www.ijigg.com/jiggplayer.swf?songID=V2AC77PAD&Autoplay=0

O’n’

Biraz şans istiyorum.. Biraz mutluluk.. Bu kadar…
Çok gibi aslında…
Peki, vazgeçtim. Biraz şans istiyorum.
Bu da çok çakal bi’ istek oldu. Olsun…
Zaten hastayım, birazcık şans istemişim çok mu? (geçmiş olsun diyenim de yok) (şş?)
Şiirimsi havadan vazgeçsem, her cümle sonunda satır atlamasam.
Çok istekte bulunuyorum.
Bunlar hep onun yüzünden. On’un. Evet, o kim? Yok, yok. O değil.. On.. On.. Bildiğimiz 10.. Sayı olan. Sayı ile rakam arasında köprü kuran şey.
Hah! O işte!
Yok, yok. O değil. On.
Hah! On işte!
Pis 10!
Mutluluk istemekten vazgeçtim. Birden mutlu etti beni o!
O mu? Hani ondu.
Eee mutlu etti diyorum. 10 beni mutlu etmedi ama o etti.
O kim?
Hayır o ne diyeceksin..
O ne?
İşte buuuuuuuuuuu!…..

Kendi kendime konuşmadım ben aslında. Sizinle konuştum. Yalnız hissettim kendimi. Hastayım ya ondan. ^^

Pia Pia Piano

http://media.imeem.com/m/_OjvDqluRh/aus=false/
Bu da böyle bir anım olsun…

Edit: (11.09.2008) Efendim imeem’i engellemişler. Sağolsun mantar haber verdi. O yüzden derim ki; eğer şarkıları göremez, dinleyemez iseniz şaşırmayınız. Yeni bir site bulursam oraya upload ederim. Hayır, ben girebiliyorum. Ben dinleyebiliyorum. Ama bana değil bunlar, size. O bakımdan bir not yazayım dedim işte. Görüşürüz!

Hop Edit: (14.09.2008)http://www.songza.com/e/listen
+Evet?
-Galiba..
+Büyük gibi sanki..
-Olduğu kadar..
+Olmuş zaten olacağı kadar…

Kızılay’da Clubber Olmak – Part III

Son kısmı yayınlamayı unutmuşum. Japon konsolosu’ndan da özür diliyorum. Olur o kadar…

Part – I

Part – II

 


 

 


 

Seri bir hareketle elindeki poşeti açan Refik, güllaçları çıkardı ve sevdiği kadına doğru uzattı:

-Sana güllaç getirdim, hoşuna gider diye düşündüm. Ama önce şu ekmeği bir ye bakalım. Şuna bak ya çok halsiz görünüyorsun. Al şu ‘cappy tropik’i de…

Dumur olan Tijen ne yapacağını şaşırdı ve panikle güllacı olduğu gibi üzerine döktü. Tam o esnada açtığı meyve suyunu Tijen’e uzatmakta olan Refik de panikledi ve tüm meyve suyunu Tijen’in üzerine boşalttı. Tijen birden, ‘’Sen ne yaptığını sanıyorsun ahmak moron’’ diye haykırdı ve Refik’in suratına bir tokat yapıştırdı. Ne olduğunu anlayamayan Refik:

-Kızma hemen. Şimdi şuracıkta değiştiriveririz üzerindekini. Problem ettiğin şeye bak.

-Saçmalama! Hem yedeğim yok hem de sen buradayken nasıl değiştirebilirim üstümü? Ayrıca gördüğün gibi omzum sargılı. Kolumu kıpırdatamıyorum bile.

Bizim Refik tüm bunları bir yardım çağrısı olarak algıladı ve ‘’ Ben şimdi hallederim, yedeğin yoksa yok, benimkini giyersin olur biter ‘’ dedi ve bir striptizci edasıyla yavaş yavaş T-shirt’ünü çıkardı. Sıra Tijen’e gelmişti. Kıvrak bir hareketle Tijen’i de soydu.

-Aaaah kolum. Ne yapıyorsun hayvan herif! İmdaaaaat!

Tijen’in sesi tüm hastane koridorunda yankılandı. 14 saniye ya geçti ya geçmedi Adnan içeri girdi. Refik ve nişanlısını çıplak bir biçimde görünce deliye dönen Adnan silahına sarıldı ve ‘sniper’ıyla yakın mesafeden 3 el ateş etti. Hiçbir atışını isabet ettiremeyen Adnan işi garantiye almak istedi ve ‘sniper’ın dürbününü açtı, Refik’e doğru nişan aldı. Tam elini tetiğe doğru getirirken hayalarına tekmeyi yemesiyle yere düşmesi bir oldu. Refik yine yapmıştı magandalığını. Adnan’ın acılar içinde kıvranmasını fırsat bilip sevdiği kadını omuzladı ve onunla beraber oradan uzaklaşmak üzere kapıyı açtı. Karşısında ona doğru gelmekte olan hastane güvenliklerini gören Refik ani bir hareketle pencereye yöneldi ve sırtında Tijen’le birlikte birinci kattan atlayarak kaçmaya başladı. Tijen bir sopranoyu andıran sesiyle avazının çıktığı kadar bağırıyordu. Neyse ki sokakta çok fazla kişi yoktu ve olanlar da açıkçası olayı aile meselesi zannedip ses çıkarmıyorlardı. Refik, sırtında Tijen ile saatte 76 kilometre hızla koşuyordu. Yaklaşık 116 kg olan Adnan’ın ona yetişemeyeceğini biliyordu. O yüzden biraz dinlenmek istedi ve canı da kahve istediğinden Tijen’i yere indirip kolundan tuttuğu gibi Starbucks’a soktu ve yine magandalığını yapıp kahve sırasının en önüne geçerek ‘’1 adet orta boy white mocha ve yine 1 adet büyük boy frappuccino mango lütfen’’ dedi ve içecekleri beklemeye başladı. Tijen çok şaşırmıştı. Refik’i magandalar magandası bir adam olarak tanımıştı ama Refik’in içindeki o kibar,nazik ve bir o kadar da sosyetik yanı da görmüştü. Kanı yavaş yavaş Refik’e ısınıyordu, bir anda uzaklara daldı. Tam o sırada ‘’Refik Bey’’diye bir ses duyuldu ve Refik’in sağ ayak işaret parmağına korkudan kramp girdi. Sesin Adnan’a ait olmasından korkmuştu Refik ama ses kahveci çocuktan başkasına ait değildi. O ani şoku atlatan Refik içecekleri alarak müessesenin en kuytu masasını gözüne kestirdi ve oraya doğru yöneldi. Ardından masaya oturdular ve içecekleri yudumlamaya başladılar. Havadan sudan biraz muhabbet ettiler ve birden n’olduysa oldu Tijen ile Refik deliler gibi öpüşmeye başladılar. Bir anda mekandaki tüm gözler bu ihtiraslı öpüşmeye çevrildi.Herkes şaşkın bakışlarla bu öpüşmeyi izlerken, Refik’i aramaktan sıkılan ve bir kahve molası veren Adnan mekana girdi.Herkesin aynı noktaya odaklandığını gören Adnan gözlerini merakla herkesin baktığı yere çevirdi ve adeta kafasından kaynar sular boşaldı. Gördüklerine inanamayan Adnan o ilk şoku atlattıktan sonra tekrar silahına sarıldı ve 2 el ateş etti.Bunun üzerine ilk önce Refik, ardından da Tijen yere yığıldı. Hızını alamayan Adnan, yerdeki taze aşıklara kalan mermilerini boşaltmaya başladı. Bu yeni başlayan tutkulu aşkın ölümle noktalanacağını anlayan duygusal Refik , Tijen’in elini tuttu ve son sözlerini fısıldadı:

-Sana doyamadım al yanaklım,cennette görüşürüz…

 

not to be continued…

japon konsolosu