Cesitli Sorunlarim Var

Ya olum bazen cesit cesit girdileriniz oluyor. Cesit cesit girdileriniz olmasin ya. Bunu bir halledelim once. Neyse ben kendi sorunlarima doneyim.

Yurt depozitoyu vermiyordu, japon konsolosu sayesinde o isi hallettik. O cok sorun degil simdi.

Adini vermek istemedigim bir buyukelcilik, vize basvurumu iyice zora sokmak istiyor.

Para yok zaten. O bambaska bir tat.

Okul bitti hala isler bitmedi, bir rahata eremedim daha da eremem herhalde. Bu da can sikici bir konu. Ondan sonra 3 deniyo 5 deniyo. 300-500 deniyo. Antik antik laflar. Sanki bana Alanya’mi lan burasi? Rus turist miyiz biz? Sheraton Cesme sanki. Hilton, Dedeman. Yaz geliyor diye yazinin icine turist, otel sikistiran google analytics zihniyetimi sikeyim cok yuksek musaadelerinizle. Oyle iste falan.

Neredey(d)im?

Neredeyim?
– Evdeyim takılıyorum öyle ya.
Neredeydim?
– Orda, burda, şurdadır. Işıklı kolye kimdeyse benim gönlüm ondadır. Işıklı bir kolyenin peşinden gittim işte ben de. O neredeyse ben de oradaydım.

Finaller başladı. O yüzden hiç yazmaya vakit bulamadım şekerim. Yediniz mi? Lütfen yiyiniz. (N.M.C.) Aslında ders çalıştığım falan da yok. Ne yaptığım belli değil. Son zamanlarda toparlandım. İyiyim. Gülüyorum, eğleniyorum. Ondan önce biraz sıkıntılıydım. Bu sebeple yazmadım işte.

Siz napıyorsunuz nasılsınız? Onu da yazın bakalım bir. Görüşemedik. Siz derken hepinizi kastediyorum ha! Biliyorum ben kimler okuyor. Muhtar okuyor mesela.

Biraz derse geçeyim ben. Takılırız yine. Haydi öptüm.

RESİM

Bir savaş: Otlukbeli
Bir mavi: Spartaküs
Bir soru: niçin Spartaküs
Bir kuş: nereye gidiyon kuşu
Bir çiçek: bilmem ki çiçeği
Bir su: şüpheli

Bir belge: noterlerinden
Elbet Başkent noterlerinden
Bir şair: Ahmed Arif
Toplar dağların rüzgarlarını
Dağıtır çocuklara erken
Bir çocuk: ince burunlu

Ey ince burunlu Güneyli çocuk
Ne soracaksan işte sor
Bir çalgı: fayton
Bir içki: rakı hayır votka
Bir tabanca: tabii dolu
Bir haber: ölümüm yakın

Bir imza: okunmuyor

Ps: Şair hakkında bilgi vermek istemedim. Merak eden arkadaşlar nasıl olsa öğrenirler.

bir dizi saçmalık!

-bir insan neden dizilere ağlar? kendi hayatında ağlayacak bir şey olmadığı için mi yoksa kendine ağlayamayıp hayatının aynısını dizilerde bulduğu için mi? ne kadar da saçma!
-insanın sesini en çok sevdiği enstrüman nedir? Bu günden güne, psikolojiden psikolojiye değişir mi? ne kadar da saçma!
-insanın canını sıkmaya karaktersiz birinin bile gücü yetebilir mi? ne kadar da saçma!
-etkisiz bir eleman yeri gelince x(çarpı) 7 etkisi yapabilir mi? ne kadar da saçma!
-insanın hayatta verdiği her karar yanlış olabilir mi? 40 soruluk sınavda bile tamamen sıksan en az 3 net yaparsın. şuna bak ne kadar da saçma!
-insan artık kötüleri eskisi gibi kolay seçemiyor mu? yoksa kötüler eskiye göre daha mı kolay iyi rolü oynuyor? ne kadar da saçma!
-bir insan bazen bir şişe vodkayla sarhoş olamazken bazen iki birayla nasıl da kafayı bulabiliyor? e saçma yani, SAÇMA!

Bir Sohbet

BEN:
ahhhhhhhhh fotografi yok ama

ARKADAS:
*tüh be

BEN:
*sdfoasidjfaposdihfapoisdfh
*kismet degilmis ARKADAS
*artık benim icin bu iliski bitmistir

ARKADAS:
*üzülme abi
*sana kız mı yok

BEN:
*yok lan
*olsa boyle platonik asklara prim mi yaptiririm
*platonik ask esprisi bile yapmam lan
*bugun kiz yoklugundandir benim bu dusuk espri kalitem

Filth and Wisdom

Gecenlerde bir arkadas sordu. “Hangi filmi izleyecegiz ki biz tromso kedisi?” diye. “Lan dedim, banan hitap tarzini begendigim icin sana bir tavsiyede bulunucam.” Iste o tavsiye post’umuzun basligidir. Madonna ve Dan Cadan yazdi, Madonna yonetti. Gogol Bordello film muziklerini icra etti. Kim edecekti ya? Francesca Kingdon diye bir ablamiz var ki Francis rolunde. Oy oy oy! Holly Weston desen tam bir afet. Richard E. Grant beni bile huzunlendirmeyi basardi. Ya diyorum iste, hikaye sahane, aldigim mesajlar mukemmel, oyunculuk super. Isci bayraminda gercekten beni bayram havasina soktu film. Sihhiye’ye niye gelmediniz lan? Ne guzel halay cektik.