Köprücük kemiğime dövme yaptırıcam lan! Vallahi canıma tak etti! Ne yaptırsam bilemedim ama.
Kemik dövmesi yaptırayım. Hæ! Ne güzel olur. Olmaz mı? Peki…
Lan oğlum lan! Nevroz kutlamışsınız bana haber vermiyorsunuz, alacağınız olsun. Sonra ödeşiriz.
Stumble kullanmayalı da uzun bir süre oldu. Gelmiş bana, uefa.com, btjunkie, youtube, facebook falan açıyor. Youtube lan youtube! Bildiğin ana sayfa. Ne yapıyorsun sen ya? Ben bilmiyor muyum o siteleri! Sen çok mu iyi biliyorsun! Neyse sonra düzeldi, kendine geldi. Zaten sinirliyim. Gaz valfiymiş. Heee, Alf! Tayfur Havutçu gibi tipin var zaten! Bir de pis pis sırıtmalar. Bak nereden nereye geldim. Sinirlendim bak! Bak bak bak! Ellerim titriyo…
Buradan sevgili Yasemin‘e seslenmek istiyorum. Sevgili Yasemin; birazcık insaf ya! Teşekkürler.
2 haftadır bir filmi izleyemedim zaten. Nasıl bir insansam ben de. Time Warp var onu izleyin. Gelin bende izleyin, indirdim ben. Bir de After Dark Horrorfest güzel. Şahane. Geceleri bir film izledin mi, 1 haftada çok şahane bir insana dönüşüyorsun. Bak mesela bana. Nasıl şahane bir insan oldum.
Buradan sevgili sevgilime seslenmek istiyorum. Sevgili sevgilim; napıyorsun lan sen? Kızmaya başlıyorum ama! Vallaha silecem seni o olacak bak! Kendine gel! Teşekkürler.
Rahatladım hadi biraz. Hadi yine iyiyim ya.
Hop! Naber?
Evde otur otur bunaldım. Baktım hava da güzel. Giydim Karl Malone t-shirt’ümü, çıktım işe. Doldurdum arabaya karpuzları. Karpuz, karpuz diye bağırıyorum. Meğersem bağırmıyormuşum. İyi ki de bağırmıyormuşum. Arabaya karpuz koymamışım ki! Boş boş dolanıyormuşum dar sokaklarda. Etrafımdakiler bana bakıyordu şaşkın şaşkın. Herkes parmağıyla arkamı gösteriyordu. Herhalde beni tanıdılar, gaçhayım dedim. Koşmaya başladım. Sonra birden durdum ve düşündüm; “beni nasıl tanıyabilirlerdi ki?” Arkama döndüm ve baktım. Otobüs kornaya basıyormuş sürekli. Kulağımda da kulaklık olduğundan duymamışım. Neyse çekildim. Bir teyzeye rastladım. Oğlum gel buraya dedi. Gittim yanına. Karpuz satacaksan yukarıda bir oğlan var, ona söyleyeyim de beraber satın dedi. Şaşırmıştım. Benim karpuz satacağımı nereden biliyordu. Peki teyze dedim. Sonra bir çocuk geldi. Mükemmel renklere sahip bir t-shirt’ü vardı. İlk sorum, yahu bunu nereden aldın oldu. Bana baktı, gülümsedi. Hatta *tsıhheeh* diye bir ses çıkardı. Bunu annem bana yaptı dedi. Başka yerde bulamazsın bunu dedi. Sevinsem mi üzülsem mi bilemedim. Senin üzerindekinden bende de var dedi. *Mhsseahhss* diye bir ses çıkardım. Ama gülümseyemedim. Aman tanrım bu ses nereden gelmişti peki? Yoksa? Özel tasarım t-shirt’lü çocuk bana sinirli sinirli baktı. Ne biçim bir insansın sen dercesine yüzüme tükürecekti. O an anladım ve onu engelledim. Neden engelliyorsun beni dedi. Ben de bu şekilde bir tükürük yok dedim. Haa doğru diyorsun dedi, sarıldık ve aramızdaki buzları erittik. Saatler ilerlemişti. Artık bu saatten sonra karpuz marpuz satılmazdı. Biz de baklava alıp eve dönelim dedik. Beni evine davet etmemişti ama ben kendimi zorla davet ettirdim. Eve geldiğimizde, odada bir çocuğun uyuduğunu gördük. Oda krem kokuyordu. Bu nasıl bir krem kokusudur dedik kendi kendimize. Daha sonra aynı şeyi düşündüğümüzü anlamışcasına birbirimize bakıp gülümsedik. Bu kez ses de gelmemişti. Sıkı dost olmuştuk. Gel sana kokoreç yapayım dedi. Mutfağa gittik. Bir güzel yedik. Krem kokusu mutfağı da sarmıştı. İçerideki çocuğun kokudan ölebileceğini düşünerek, bıçakla gırtlağını kestik. Böylesinin daha hayırlı olacağını düşündük. Fakat çocuk ölmemişti. Çok şaşırdık. Biraz da ürperdik. Biz ürperince bu da uyandı. *Ohşşş soğuk geldi lan* dedi. Yanımdaki sıkı dostum şaşırdı. Sesin düzelmiş oğlum dedi. Acaba önceden sesi nasıldı? Titremesi soğuktan mıydı? Hem titreyip hem nasıl elleri terli olabilirdi? Bunları düşünerek, otobüse bindim. Evden nasıl çıktım hatırlamıyorum. *Gibagibigagibagabiga* diye bağıran bir adam gördüm. Nereye abi dedi. Eve götür beni dedim. Götür beni evime dedim. Ağlayarak araca bindim. Sağolsun evime bıraktı. Nereden biliyorsun ulan sen benim evimi diye adamı bir temiz dövdüm orada. Sonra girdim eve. Kahve yaptım içiyorum işte.
İyi günler.
Selam! Hayırlı günler/akşamlar. Baktım bir uyarıyla herkes aktif olmuş. Duygulandırdınız beni. Sınavlad da başlamış.* Ona rağmen yazı yazdınız. Beni mutlu ettiniz. Aferin lan size! Demek ki isteyince oluyormuş değil mi? İsteyince oluyormuş!
Yarın lanet bir sınavım var. Üçüncü kez alıyorum. Ya kaçıncı kez alacaktım! Seneye kısmetse bitireceğiz. Haydi bakalım görüşürüz…
*: Editlersen öldürürüm lan seni!
O değil de, bugün bir mutluyum ben. O değil de, o değil de diyerek yazıya mı başlar bir insan! Şimdi şunu söyleyeyim. Mortal başlığı tamamen öylesine yazılmıştır. Aslında saçmalayarak bu kelimeye çağrıştım. Nasıl çağrıştığımı söylemem. Gülersiniz sonra.
Blogdaki yazar sayısı 4 oldu. Bakıyorum, kimseden ses çıkmıyor. Napıyorsunuz ulan siz!? Hadi beni sayma. 3! Kaç olacağıdı ya!? Başka da yazar gelmez bundan sonra. Onu da diyeyim.
Duyduğuma göre haftaya rakı-balık ikilemesi yapılacakmış. İyi Türkçe bilen biri, böyle bir ikileme olur mu onu bir anlatsın bana. Püfür püfür ne güzel bir örnek mesela bu konuya. Neyse. Bugün kar yağmış Ankara’nın belirli bölgelerine. Gençler! Bakıyorum da buraya yağmamış. Kendinize gelin!
Vizeler başlıyor. Bu sefer daha bir derli toplu gözüküyor ilk vizeler. Bu hafta kaç vizem var? 3! Bir de 23’ünde var. Sonra bitti şimdilik.
Alacaklım var bir tane. Arayıp rahatsız ediyor, tehdit ediyor beni. İsim vermek gibi olmasın da, Şeyda diye biri. Kumarda borçlandım kendisine. Slot machine çevirdik, yendi beni. Hileli olüm o! Neyse işte, vizelerim bitsin de ödeyeceğim borcumu. Borcum borç lan! Vallahi bak! Gerekirse bir daha oynarım. Pişman değilim.
Bir de Crazy On You çalması çok zevkli.
Bunu DT‘den gördüm.
1. Put your iPod, mp3, or media player on “shuffle”
2. For each question, press the next button to get your answer
3. You must write down the name of the song, no matter how silly it sounds!
P.S.: No cheating.
sneyl / nbh_
– How would you describe yourself?
Bad Company – Feel Like Makin’ Love / Inner Circle – Sweat
– What do you like in a guy/girl?
Jesus & Mary Chain – For Gone And Out / Sentenced – Dance Of The Graves
– How do you feel today?
Arch Enemy – Fields Of Desolation / Arch Enemy – Tear Down The Walls
– What is your life’s purpose?
Roxette – Listen To Your Heart / Theatre Of Tragedy – Monotone
– What is your motto?
Theme – Back To The Future / The Beatles – Girl
– What do your friends think of you?
Amorphis – The Lost Name Of God / Anathema – Flying
– What do you think of your parents?
The Divine Comedy – National Express / Muse – Hysteria
– What do you think about very often?
Kylie Minogue – Spinning Around / Nazareth – Bad Bad Boy
– What do you think of your best friend?
Donovan – Sunshine Superman / Lush – Single Girl
– What do you think of the person you like?
The Fray – How To Save A Life / Arch Enemy – Bury Me An Angel
– What is your life story?
Queen – We Will Rock You / Theatre Of Tragedy – Hollow-Hearted, Heart-Departed
– What do you want to be when you grow up?
Bert Jansch – In The Bleak Midwinter / Jewel – Standing Still
– What do you think of when you see the person you like?
Agathodaimon – Paradise Beyond / The Sunshine Band – That’s The Way I Like It
– What will you dance to at your wedding?
Matt Nathanson – Then I’ll Be Smiling / Orphaned Land – The Star Still Rages Inside
– What will they play at your funeral?
Supergrass – Grace / Led Zeppelin – Heartbreaker
– What is your hobby/interest?
Muse – Muscle Museum / In Flames – The New World
– What is your biggest fear?
Glen Hansard – Fallen From The Sky / Red Hot Chili Peppers – Californication
– What is your biggest secret?
Third World – Dancing On The Floor / Eluveitie – The Endless Knot
– What do you think of your friends?
Eternal Tears Of Sorrow – Black Tears / Metallica – Bad Seed
– What will you post this as?
Rotting Christ – The Fifth Illusion / Dark Tranquillity – Punish My Heaven
“Yazıda anlatılmak istenenler, başlıkta özetlenmiştir.” demiş yazar. Hadi oradan! Hangi yazar demiş derler adama! Onu öyle demezler, peynir ekmek yemezler diyerek, verilen uzun aranın ardından dönüşümü yapıyorum. Fırfır! *dönme efekti* Sen git o kadar ara ver, ondan sonra böyle pis espriler yap. Peki. Ayol! *dönme efekti* Neyse özümüze dönelim. Başlıktan da anlaşılacağı üzere, özlediğim çeşitli şeyleri yazacağım. Özlemişim, kelimesi kalıplaştırılacak ve bu kalıbın dışına çıkılmayacak. Kâh özleyip de tekrar yaptığım şey anlamına gelecek, kâh özleyip de henüz tekrar yapamadığım şey anlamına gelecek. Valla bravo bu kalıba. Haydi madem başlayalım.
Ve, asıl özlediğimi bu yavşak yazıya yakışmayacağı için yazmıyorum.
Seviyorum sizi bir kere, başkalarını sevemem. Şaka lan şaka. Severim. Yeni okurlar olsun. Fena mı? Key sera sera, vadevır vıl bi vıl bi…
Hadi bakalım yazarlar, toplanın! Toparlanın çocuklar yazıyoruz. Artık yazıyoruz. Ara yeter. Ben toparlanıyorum, siz de toparlanın. Toplanın lan!