Category Archives: sneyl
Yeni Başlayanlar İçin Rusça
Yeni bir kurs ile karşınızdayım. Aslında başlığa aldanmayın. Yani Rusçaya yeni başlamış olmanız gerekmiyor. Gelin biz bu yazıyla birlikte Rusça öğrenmeye başlayalım. Alfabeyle başlamayalım. Birkaç bilgilendirme ile kursumuza başlayalım.
Şimdi, Rusçanın en kafa karıştıran özelliği cinsiyetlerdir. (Şimdi bahsedeceğim şey pek kafa karıştırmaz ama iyelik eklerine bilmem kimlere giriştiğinizde can yakar.) Kız-erkek olayına birazdan deyineceğim ancak bir de cansız olan nesneler için kullanılan bir şey vardır. Yani ingilizcedeki “it” gibi düşüneceğiz bunu. O da “ona” dır. Yani okunuşu böyledir. Yazılışı da, онό şeklinde oluyor. İkinci o harfinin üzerinde çizgi olduğu dikkatlerden kaçmamıştır. İşte bu ona okunuşta “a” sesinin telaffuzunu sağlıyor. Şimdi oralara da girecek olursak ohooo işimiz iş lan. Böyle olur mu bu hiç. Ne sandınız siz Rusçayı? Kolay mı lan öyle?
Tamam. Sakin. Ne güzel gidiyorduk değil mi? Kısaca okunuş olaylarını da anlatayım. Ya şimdi üzerinde çizgi olunca a diyoruz da, bazen olmayınca da diyoruz işte. Mesela, Kto eta? buradaki eta kısmındaki a aslında o harfidir. Yani yazılışı kısmen şu şekilde KTO 3TO? Bir de şto eta? var. Yani o harfi var ve üzerinde virgül yoksa bunu kısa a şeklinde telaffuz ediyoruz. et-a diye uzatmıyoruz yani. Net! Piknik!
kto; canlılar için.
şto; cansızlar için.
Bir de şota var. O da arveladze.
Neyse bunları geçelim. Böyle olmaz çünkü bu. Vazgeçtim.
Rus kız isimlerinin ve soyisimlerinin neden hep “a” harfi ile bittiğini biliyor muydunuz? İşte bilmiyordunuz, öğrendiniz. Daha öğrenmediniz. Bunun da cinsiyetle ilgisi var. Nasıl ki “ona” cansızlar için kullanılıyorsa онà da kızlar için kullanılıyor. İkisinin telaffuzu aynı. Erkekler için ise он. Bu kadar kolay erkeklerin. “on” dedin mi biter iş.
Neyse işte, kızların isim ve soyisimlerinin sonuna “a” harfi gelmesi alfabelerindeki, ya da kurallarındaki bu olaydan kaynaklanıyor.
Maria Sharapova‘yı hepimiz az çok biliriz. Maria Sharapova’yı bilenler için söylüyorum, denize bakan taraftan servis kullanacak. Bu kızın babasının soyadı ne olacak demek ki? Sharapov olacak. Yaa yaa. Bana son harfi “a” ile bitmeyen kız isim ya da soyismi ile gelirseniz bilin ki o Rus değildir.
Hædi hayırlı işler.
SON NOT: Belki bir ara devam ederiz güzelce, derli toplu falan. Bir anda girişince bu işe olmuyormuş. Nerede neyi anlatacağını bilemiyorsun.
BİR BİLGİ DAHA;
Rusçada iki ayrı alfabe var. Bunu da bilin. Birisi el yazısı, diğeri dijitaj yazı. Yani bilgisayarda yazdığımız yazı. Klavye alfabesi diyebiliriz. O yüzden her iki alfabeyi de öğrenmek gerek. Misal dijital ortamda “T” harfi bildiğimiz t harfi iken, el yazısına geçtiğimizde bu “m” oluveriyor. İkisini de “t” olarak telaffuz ediyoruz ama.
Bu işler böyle. Hadi öptüm.
Asker Yazar
→ Akseki yol ayrımındaki japon konsolosu‘yla konuştum haberler iyi.
→ Acemilikten sonra Karaman yol ayrımına gidecekmiş. Düz ova olduğundan head shot yeme imkanı daha fazla olacak, bu güzel bir şey.
→ Rahatı yerindeymiş çakalın. Bu da güzel bir şey.
→ 2 hafta sonra yemin törenleri varmış. 2 haftaya kadar törene çalışsan, kaldı 2 hafta. Nerede lan eğitimin senin? Hadi yine yırttın ha.
→ Bu sabah 7:30’da uyandım dedi. Normalde de 5 gibi kalkıyorlarmış. Ben, normal uyanma saatlerinden 1-2 saat önce uyanıp, “sıkıldım hadi kalkın” diyerek koğuşu ayaklandırmasını beklerdim. Bir de, normal uyanma saatinden yarım saat önce kalkıp rahat rahat traş oluyormuş.
→ Kamuflaj ve magnumlu fotoğrafı çok yakında bir yerlerde olabilir.
→ japon konsolosu hayranlarına duyurulur. (kim lan senin hayranların?)
→ Bu da benden ona not: Chatbox’ına gözüm gibi bakıyorum lan! ♥
Red Hot Chili Peppers – By The Way
Şöyle bir kapağı var albümün;
Telefonla çektiğim için biraz kötü. Ha niye telefonla çekiyosun, nette dolu fotoğraf var derseniz de çok haklısınız derim.
16 tane şarkı bulunmakta. 8 tanesi A yüzünde, 8 tanesi de B yüzünde. Evet A yüzü, B yüzü. Eskiden kaset vardı olum. Kalemle sarardık falan. Hey gidi hey!
Gelelim şarkılara…
1- By The Way: Albüme adını veren şarkı olmaktadır kendileri. Riffleriyle farklı olduğunu hissettirir hemen. Yavaşlayan ve hızlanan temposuyla kendisini çok sevdirir. Ayrıca albümün ilk video klibi de bu şarkıya çekilmiştir. Şarkıyı hepimiz az çok biliriz. Dani isimli bir kız vardır sözlerde. Kendisi Anthony’e çadırın altında şarkılar söylermiş. Neler söylemiş bilemeyiz onu. O da bunu şarkısında dile getirmiş. Stadium Arcadium‘un ilk single’ı olan Dani California da buradan geliyor zaten. (Neyse ileride Stadium Arcadium incelemesi yaparsak orada değiniriz buna.) Ayrıca şarkı aralarındaki, steak knife, card shark, cow job, boot cut, dog town, blood bath, rib cage, soft tail, song bird, main line, cash back, hard top kısımlarını söylemesi güzeldir.
Şarkının güzel bir canlı versiyonu için sizlere Slane Castle konserini öneririm.
2- Universally Speaking: Albümün ikinci şarkısıdır ve albümün ikinci video klibi de bu şarkıya çekilmiştir. By The Way klibinin bir devamı niteliğindedir. By The Way’deki taksi şoförü Anthony Kiedis’in taksisinde unuttuğu dergiyi ona ulaştıracaktır. Başından geçen maceraları anlatır. Sonunda da sahneye dalar, heriflerle birlikte hoplar zıplar.
Bu şarkı için, yanılmıyorsam Anthony Kiedis (Chad Smith de olabilir) “Bir Red Hot Chili Peppers klasiği olacak.” demiştir. Ne kadar klasik oldu orası bilinmez ama çalarken çok eğlendiklerini ve yerlerinde duramadıklarını her zaman belirtirler. Zira her konserlerinde, bu şarkıyı çalarken Chad Smith hariç diğer 3 grup elemanı zıplar. Seyircilerin de kendileri ile birlikte zıplamalarını isterler. Solosu da ayrı bir güzeldir.
3- This Is The Place: Bass riffleriyle ön planda olan bir şarkı. “I saw you out there yesterday…” ile başlayan kısım çok sevilir bu şarkı dinlenirken. Bir de tabii ki “can i smell your gasoline?” diye sorarak ayıp eder. Kasetteki şarkı sözlerinde nakaratta sadece “This is my calling…” yazdığı için sonrasında ne dediğini uzun bir süre anlayamamıştım. Neden yazmamışlar oraya anlamadım. Bu da böyle bir anımdır. Amatör çekim bir canlı versiyonu için (özür dileyerekten YouTube);
4- Dosed: Bence bu albümün en güzel şarkısıdır bu. Gitar tınısıyla, Anthony’nin sesinin sözlere süper oturmasıyla, “I got dosed by you.” diye başlayan girişiyle hakikaten muhteşemdir. Dosed hiçbir konserde çalınmamıştır. Muhtemelen nakarat kısmında Anthony’nin sesi yetmeyeceği için çalmadılar. Orasını ben bilmem. Yok lan aslında söyleyebilir bence. Daha zor kısımları olan şarkılar söyledi sonuçta. Yok lan yok söyleyemez. Zaten albüm versiyonunda da söyleyemiyor. John Frusciante alıyor götürüyor nakaratı. Dikkatli dinlerseniz anlarsınız. Dikkatli dinlemeye de gerek yok gerçi. Açık açık “way upon the mountain where she died” ve “deep inside the canyon i can’t hide” kısımlarını John söyler. Ayrıca gereksiz bir bilgi olacak ama Venice Queen ve Tear‘dan sonra albümdeki en uzun 3. şarkıdır. Sadece 3 var diye verdim bu bilgiyi. Bu 3 şarkı, 5 dakika sınırını aşmıştır.
5- Don’t Forget Me: Artık albüm burada zirveye ulaşır Don’t Forget Me diyerek. İyice duygusallaştırır sizi. Flea basını öyle güzel konuşturur ki, John’un ve Chad’in bir şey yapmasına gerek yoktur aslında. Sadece Flea bile götürebilir bu şarkıyı. Sözleri de çok güzeldir. Hele ki şarkı biterken Anthony’nin “more will be revealed my friend” demesi olayı bitirir.
Buyrun bu da yine Slane Castle’dan bir canlı performansı. Göbeğini, saçını yediğimin Anthony’si.
Yine Slane Castle veriyorum ama hakikaten güzel yani Slane Castle. Kızmayın tamam mı? Söz Can’t Stop şarkısı için başka video vercem. Haa o yok mu Slane Castle’da? Var lan tabii var ama daha güzelleri var.
Rock Odyssey versiyonunu verecektim de, dailymotion’da yokmuş. Youtube linki de vermeyeyim şimdi ağlarsınız açılmıyo bu diye. shfpasıdufhaspd. Bu iyidir;
8- I Could Die For You: Amcoolu ne güzel eğleniyoduk, zıplıyoduk, hopluyoduk. Oldu mu şimdi böyle şarkı A yüzünün sonuna? Olmadı. Zaten hiç güzel de değil. Ben pek ısınamadım bu şarkıya. O yüzden bir şey yazmicam buna. Aslında çoğu insan beğenir bunu. Ben beğenemedim işte. Belki siz beğenirsiniz;
10- Throw Away Your Television: Albümdeki güzel şarkılardan birisidir. Flea yine bas gitarını konuşturur burada. Anthony de “oy oy oy” derken genç kızların yüreğini hoplatır. Chad Smith davuluyla harikalar yaratır. John şarkının başında oynayarak ne kadar keyif aldığını gösterir. Canlı dinlemesi ve izlemesi en zevkli şarkılardan birisidir. Falan filan.
Yine Slane Castle vereceğim;
11- Cabron: İspanyolcada küfürdür bu kelime. Yani anlamı küfür değildir de. Küfürdür işte. Göt gibi mesela. shdfpaıusdhf. Muhtemelen aşık olduğu İspanyol bir kıza küfür ediyor burada. Seni parkta gördüm falan diye giriyor çünkü şarkıya. Şaka lan şaka. Şimdi tamam Cabron İspanyolca küfür ama bu şarkıdaki anlamı farklı. Her ne kadar şarkı İspanyol ezgileri taşısa da o anlamda değil. Anthony bu şarkı için, parktaki iri görünümlü, sağa sola sataşan pis bir adamı anlatıyor demiştir. Ya da buna benzer bir şey. Şimdi tam olarak hatırlayamadım. Ben yanlış hatırlamıyorsam, bu şarkıyı da sadece bir kez çalmışlardır. O da konserde değil, Jonathon Ross‘un programında. Kendisi de aşağıdan izlenebilir;
12- Tear: Canlı performansı olmayan, Dosed’dan sonra iyi ki de yok dediğim ikinci şarkı. Oysa bir piyano, bir akustik gitar ve bir de trompet ile çok güzel bir versiyonu yapılabilirdi bunun.Hakikaten çok güzel bir şarkıdır. Sadece ek bir bilgi olarak, “coming on strong baudelaire” kısmındaki baudelaire, fransız şair olan baudelaire’dir. Bir de şarkının Kurt Cobain’e yazılmış olma ihtimali vardır. Zira eskiden bu elemanlar çok iyi arkadaştı.
13- On Mercury: Tam bir ska şarkısı. Athena alsa bunu, çalsa, söylese kimse bir şey diyemez. Tam o adamlara göre bir şarkı. Gerçi Athena eskiden konserlerinde Red Hot söylerdi. Otherside söylemeye çalışırlardı mesela. Bir de Ap a vana bring yu ap adlı Eurovision şarkısının klibi, Fortune Faded klibinden araktır. Kimse de bir şey demedi bununla ilgili. Ayıp lan!
Her neyse, şarkıya dönecek olursak çok eğlenceli bir şarkıdır. “memories of everything” ile başlayan nakarat kısmında, lemon trees olarak uyuşturucuyu anlatırlar. Mercury de bir cadde ismi. Ne içerdik amına koyim eskiden oralarda demek istiyor yani. sdfhapsuıdfhapsdıufa.
14- Minor Thing: Yavaş yavaş sonlara yaklaştığımızdan ben de biraz sıkıldım. Tek solukta yazmamak gerekirmiş bu incelemeyi ama sonuna geliyoruz artık. Burada bırakmak olmaz.
Gitar solosu çok güzeldir, diyerek canlı olan (ve sanırım yine tek olan) bir versiyonuyla sizleri başbaşa bırakıyorum..
Kusura bakmayın ama bu YouTube dostum!
15- Warm Tape: “Gitardan nasıl farklı sesler çıkartılır?” sorusunu bizlere gösteriyor burada John Frusciante. Dinledikçe güzelleşen RHCP şarkılarından birisidir bu. Aşkı ve ondan korkmamak gerektiğini anlatır bizlere. Bu şarkının pro-shot bir canlı versiyonu olmadığından amatör bir çekimi paylaşıyorum sizlerle. Yine YouTube olacak kusura bakmayın ama bu son YouTube;
16- Venice Queen: Evet geldik albümün son şarkısına. Anthony bu şarkıyı arkadaşı Gloria için yazmıştır. Kendisi kanserden göçmüş gitmiş. “g.l.o.r.i.a. my friend” der her nakarat sonunda. Şarkı ismi de çok anlamlıdır bence bu bakımdan. now that it’s time for you to leave gloria…
Mükemmel bir canlı performans ile de bu incelemeyi bitirelim;
Son olarak;
– Albümün B-Side’ları Time, Teenager In Love cover’ı, Runaway ve Bicycle Song.
– The Zephyr Song Single’ındaki ekstra şarkılar; Body Of Water, Someone, Out Of Range ve Rivers Of Avalon.
– Universally Speaking Single’ındaki ekstra şarkı; Slowly Deeply.
– Galiba bu kadar.
YAZAR NOTU: Biliyorum uzun oldu biraz ama okuduysanız ve beğendiyseniz ne mutlu bana. En kötü videolarını izleyin lan. Bunların tümünü yapana da benden imzalı birer By The Way albümü. Ben imzalicam ama, heyecan yapmayın hemen.
Hello World!
Artık bloga girebilirsiniz diye düşünüyoruz. Hayır zaten niye giremiyodunuz onu da anlamış değiliz de.. Neyse bakalım, yeni yazılar gelir artık. Bi gazla aktifleştiririz burayı..
EDİT: Girip giremediğiniz hakkında bilgi verin. Neresi olmuyor ne olmuyor. Sorun yoksa da yok deyin geçin. Yorum yazın ama. Öptük hadi.
EDİT2: Buradan başkasının chatbox’ını çalan arkadaşımı da kınıyorum. Ayıp lan!
Olum suna cok guldum lan. Bilmiyorum niye oyle oldu.
Biz (jk + sneyl + nbh_) Dün…
Kızılay’da buluştuk. nbh_ gelmedi ama. O biraz hastaydı. Sonradan eve geldi.
Mum’da kahvaltı yaptık. nbh_ gelmedi ama. O biraz hastaydı. Sonradan eve geldi.
Eve geldik. nbh_ gelmedi ama. O biraz hastaydı. Sonradan eve geldi.
Alışveriş yaptık. Alışveriş biraz fazla tuttu. Etleri biraz fazla kaçırmışız. Daha sonra da az olduğuna kanaat getirdik gerçi. Kanat da aldık. Kana at lazımsa kasaba git. Sonra pilav, köfte yedim. nbh_ yemedi ama. O biraz hastaydı. Sonradan evde yedi.
Cilayı önceden yaptık. Hata oldu. nbh_ yapmadı ama. O biraz hastaydı. Sonradan evde yaptı.
Balkonda ızgara + rakı yaptık. nbh_ içmedi ama. O biraz hastaydı. Sonradan evde içti.
Vay Anasını Ya!
Bir Derdim Var!
Bundan sonra bunlar burada paylaşılacak olum…
—spoiler—
meme var!!!
—spoiler—
http://vimeo.com/moogaloop.swf?clip_id=12689620&server=vimeo.com&show_title=1&show_byline=1&show_portrait=0&color=&fullscreen=1
Şaka lan şaka…
Hadi Gel Uzatma!
—spoiler—
offf hava çok güzel bu arada!
—spoiler—
http://vimeo.com/moogaloop.swf?clip_id=12617207&server=vimeo.com&show_title=1&show_byline=1&show_portrait=0&color=&fullscreen=1
Ekşi’de reklamı yapıldı. Buraya da koyayım dedim. Çok ısrar etti Merve. Al koyduk. asdfaskljhs
daha fazlası için; www.hadigeluzatma.com