onun modeli öyle apla

yürü git lan! omuzları kadana gibi otururken beline yastık koysam farkedilmez, elbise baseni tümden ignore ediyor. allah canlarını almasın bu elbiseleri kime giydiriyorlar abi?
TESBİT YAPTIM: türk kızları yavaş yavaş japonlaşmaya başlıyor. ya kemik erimesi dediğimiz illet liseye kadar indi ya da kızlar küçülüyor. öyle hırkalar var ki xl bedenini 60 kilodan fazla olan kız giyemez. lan o zaman tüm bu hırkaları kim giyiyor? sözüm sadece kızlara değil tekstilciler de akıllı olsun akıllı! azıcık bizi de düşünün ya bıktım yıllardır kısa pantul giymekten. (ben senin kısa pantullu halini bilirim diyene cevabım hazır, çekinmem.)

büdüt: ilk paragrafa bakarak vücut yapımın E.T ile birebir aynı olduğunu çakanın alnını öpeyim alnını. çakan çakmaz çakan çakallar sizi!

love will come and fuck you!

birinin kahverengi gözlerini bu kadar sevmek tehlikeli birşeydir. gece yarısı içip içip girip biloga kusmanıza neden olabilir. ben uyardım sonra gelip burda ağlamayın. ben ağlarım ama çünkü beni kimse burdan uyarmamıştı. yapmıcam deyip deyip yine yapıyorum, ağzıma tüküreyim! çok sinirliyim ya. bu arada sneyle selam ederim, amacım kendisinin yazısını pic etmek değildi ama öyle oldu sanırım biraz. bir de sizin adınızı bilmiyorum ben ya?

allahtan belamı arıyorum, acil!

tamam nasa, sakin ol yok bebeğim geçti geçti…
güneş yörüngesini filan şaşırmadı, sadece ben samanyoluna alternatif bir çekim alanı sundum varlığımla. tamam ama herkez de üstümde mıknatıs varmış gibi üstüme gelmesin arkadaşım yeter lan!
yanlış anlaşılmasın nazar boncuğu gibiyim, çekimden kastım ‘femme fatale’ muhteşemliğim değil, belayı soğurmam. ulan sıkıntıdayım ya, vallahi canım sıkılıyor çok. niye diye sorulmasından da hazzetmiyorum amacım dikkat çekmek de değil. ne istediğimi ben de bilmiyorum. final haftası zor diyorsunuz, kime zor lan kime, bana mı sana mı? okuyana değil okutana bak.
tamam ama şöyle olabilirdi.şunu istiyorum mesela (şu durumdan kaçmak için alternatif rüya) : artık vermiyo itoğluitler, zaten doktor da çekti gitti, ama ben hayatımın en huzurlu dakikalarını, okuldan eve gelip kapımı sıkı sıkı kilitleyip, bi yandan makarna sosu pişirip diğer yandan da zavallı küçücük flu televizyonumdan izlediğim “northern exposure” da buluyordum. ya abartıyorsam allah belamı vermesin. benim daha iyi günlerim daha iyi anılarım daha eğlenceli rutinlerim olmuştu, niye bu makarna sosu pişirip northern exposure izlediğim o 1 saati bu kadar seviyorum ki diye çok düşündüm. sonunda da buldum. kapıyı 2 kere kilitlememin sebebini de buldum. dünyadan kopuyorum tek sebep bu. beni o anki gerçekliğe bağlayan tek bir şey yok. dizi dünyanın öbür ucundaki rüya gibi bir kasabada geçiyor. kasabanın asıl özelliği ise gerçek dünyadan kopuk olması. çünkü kasabadaki insanlar yüzyıllardır aynı, nerdeyse hiçbir yabancı gelmiyor oraya.çünkü kış geldiğinde yollar kapanıyor, her gün aynı insalar aynı pub a gidip aynı içkileri yudumluyorlar.insanların sürekli felsefeden bahsedip acayip rüyalar hayaller görmesi fani meşgalelerinin olmaması (ales, domuz gribi, kürt açılımı) beni o kadar cezbediyordu ki anlatamam. o bir saat sanki uzay boşluğunda tesadüfen bulduğum kimsenin elinin değmediği yepyeni bir alan idi. kafamda ne dert kalıyordu ne ertesi günün telaşesi. kaçıyordum daha türkçe bir tabirle. siz kaçtığınızda nereye sığınırsınız?

bütün o saçma salak ağalı zengin patronlu taş sekreterli diziler devam ederken benim huzur bulduğum tek dizim niye bitti ki? her gün yeni şeyler öğreniyordum ben ordan ertesi güne düşünecek şeyler buluyordum. hayat hiç adil değil be browskiler…

muhtıra!

şimdi browskiler,
ben biloğu şimdilik kapattım, zira kabak gibi deşifre oldum. o da başka bir hikaye de şimdilik orda duracak. ben bi ara olay unutulunca tekrar oraya yazmaya devam ederim. orayı açana kadar kızsal mevzularım, hırçınlıklarım, serzenişlerim, intibahlarımla buranın anasını ağlatmayı planlıyorum. sonra da yüzsüz gibi bunları burdan kopyalar oraya alırım, alınmaca gücenmece olmasın. hadi ben kaçtım. birazdan gelicem.

ekiin-san

ufo mufo yok. yalan onlar. japon var. onlar var ama bak o kesin.insan değiller ya. adam değiller manasında değil gerçekten insan gibi değiller. bu nizam intizam başka dünyanın neresinde vardır bilemem belki isveç norveç danimarka belçika belçika hollanda ama onlardan bile emin değilim. dün geberdim şunu izlerken. farkındaysanız adamına göre muamele yapıyor millet bi tırsa tırsa bakıyor. adamın ne iş yaptığını filan öğrendim tanım aynen şu : an employee whose job is to push commuters into the train so everybody can get in during rush hours. allah belanızı haushauahsuahaus. push demiş resmen. aklıma depiş depiş binenleri arkadan iten küçük bi japon adam geliyor. geldikçe güldürüyor güldürüyor…

pop-quiz!

1. ( Fill in the blanks!) “you said you love me but you look for more, what_____ are you looking forrrrrr? you are just a _______ casanova”.

a) da hell/ russian
b) as/ foolish
c) yuck/ supernova
d) bullsheet/ anna kornikova

2. klasik mario da çıkıştan hemen önce 4000 poğan kapmak için ne yapmak gerekir?

a) direğin tepesine uçmak
b) prensese çiçek çuklata yaptırmak
c) kralın elini öpmek
d) kaplumbağalara kafa göz dalmak

3.boynuna urgan gibi kalın bir armani tasma takmış kırmızı ayakkaplı dar düdük pantolonlu tombul beyaz türk gencine nerde rastlayabiliriz?

a) İstiklalde
b) yüreğinin götürdüğü yerde
c) travesti barda
d) vakıf üniversitesinde

4. önündeki 3 çeşit yemeği (salata dahil) karıştırıp bir tabaktan yiyen mahlukata ne denir?

a) ajdar anık
b) hayvanoğluhayvan!
c) vira bismillah
d) bilemedim ben onuuuu

5. present simple tense verbleri he, she, it sözkonusu olunca ne alır?

a) takdir teşekkür alır
b) -s takısı alır
c) babayı alır
d) maksipuan alır

6. ıssız bir adaya düşseniz yanınıza alacağınız 3 kişi kim olurdu?

a) me, i, myself
b) kaynanam, kaynatam, kaynım
c) s. ibo, l. ibo, xxxxl. ibo
d) umut, ersin, yiğit

7. madde- parçacık ikiliği nedir?

a) ikili delilik
b) dublex daire
c) üçtür o üç
d) adam gibi adam

8. aşağıdakilerden hangisi seda sayana ait bir sözdür?

a) zoru severim imkansız zaman alır
b) eppur si muove
c) herkes kalbinin ekmeğini yer.
d) danimarkada bi b.klar dönüyo

çalışan kendini hemen belli eder zaten. farkettiyseniz işlediğimiz yerlerden sordum. küsün şimdi birbirinize. silgi alışverişi yasak. şşşş sen! evet evet sen arkadaki. sit down sıfır!

esmersin sen esmer kal giy dedi tulumları…

o değil de bi CANAN saka vardı ne oldu ona?

biliyorum canan, bizi yukarıdan izliyor ve belki de melek gibi gülümsüyorsun. ışık seninle olsun canım dostum, ışık seninle…

___________________________________________________________________

yukarısı kısmı yem olarak kullandım. birilerinin gelip lan sen hangi ara burda yazmaya başladın demesini bekliyorum ama yok yok! ulan istanbul onu benden alamayacaksın!hayır istanbul sahiden mi böyle bir yer ya? arkadaş giden bir değişiyor, bir umursamaz, bir vefasız oluyor! hayır yani size bu tafrayı veren ne, nerde satılıyor söyleyin biz de gidip alalım. şimdi benim memleketimde insanlar ziyadesiyle kara olduklarından istanbula dair şöyle bi efsane duyardım çocukken ” istanbula giden beyazlıyomuş”. ahsuahaushauahsuahaus. allah belanızı vermesin ya. koca koca kadınlar ciddi birşeymiş gibi anlatıyolar gibi düşün bak bunu bi, sanki 50 yıl sonra bütün buzullar eriyicekmiş tandanslı bir inançla söylediklerini düşün. sonra 15 gün içinde gülmezsen iade edebilirsin lafımı bana. misal maykıl ceksın akşam özel jetine atlayıp geceyarısı bi koşu istanbula gidip geliyomuş “ohhhhh iliklerime kadar beyazladım valla iyi geldi”. canan eğer istanbul insanı gerçekten beyazlatıyorsa, ku klux klan lar kadar beyazlayıp da biz nispeten esmerlere hor bakmaya başladıysan… öbür blog yazarlarını bilmiyorum, belki de yumurta gibi belki de cillop gibidirler ama bu tepki banaysa eğer bebeyim bilmem gerek. önce senden duymak isterim tamammı? birbirimize karşı hep dürüst olalım. lav yu C…

ben seni arkadaş olarak görüyorum…

şimdi bomba gibi bi yazıyla girerdim ama benim yazılara yazdığım yorum kadar yazı yazmayanlar utanmasın diye susuyorum. lan bi de şöyle bişey var. adam sana çıkma teklif eder. kalbi kırılmasın diye arkadaşımsın dersin kibarca, çok tatlısın aslında diye gönlünü alırsın hep arkandayım filan mesajı verirsin, arkandan bin türlü laf söyler hindiba! arkadaş quickest response bu kadar mı yanlış anlaşılır ya! anlayan anladı. aha sana kültür. steynicime selam ederim.