Yazarlari Etkileyen Bazi Olaylar

nbh_ dostumuz askerligini yapmak icin Samsun’a gitti. Samson and Delilah izleyenler bilirler herhalde Samsun neresidir, pidesi guzel midir ? Oradan da dusuk vergili alkol diyari Kibris’a gececekmis. Aranizda Ercan isimli birini taniyan varsa ona Kibris’i anlatmaya gerek yok. Tanimayanlarinizin bir an once bir Ercan’la tanismasini tavsiye ederim. Er candir lan ne de olsa. Yarin yemin toreni varmis. Buradan da birlikteki onbasilarina, astsubay kidemli ustcavuslarina ve albay ya da birden fazlaysa albaylarina cok selamlar yollayalim. Birligini de yazma geregi duymuyorum iyice desifre olmasin cocukcagiz diye. Zaten olacagi kadar oldu. Olacak o kadar. Sonra bazi mahallelerin muhtarlari ultimatom veriyorlar. Iste bu mahallenin bir de muhtari var bir de kizi var ki o, o da harbiden muhtar. Muhtar Kent. Bir de unutmadan, kim ultimatom veriyor? Bazi mahallelerin muhtarlari. Zincirleme isim tamlamasidir. Yukleme kim sorusu sorulunca, direkt olarak zincirleme isim tamlamasini verir. Bu da OSS’ye hazirlanan gencler icin ufak bir ipucu olsun.

kirmizi japon baligi dostumuz da evlenme karari almis. Dugunune ne yazik ki katilamayacagiz ama blog adina bir celenk, bir cumhuriyet altini, bir de telgraf yollamayi dusunuyoruz. Ozellikle telgraf konusunda cok ciddi olabiliriz diye dusundum su anda kendi adima. Olmazsa da olmaz ya ne yapalim yani. 6 tane bardaga 100 lira veren biz miyiz sanki? 2 manikur, 4 kas alma, 1 pedikur kac para onu bilen varsa burada paylassin biz de elimizde avucumuzda olandan ayiralim, “gelin basi” da pahalidir simdi. Sanki bana sifirdan kafa yapiyorlar ya. Gelin basi. Gelin kafasi. Gelin saci dense olur halbuki ama gelin basi gercekten olmuyor. Bana soracaksiniz lan. Bir onceki paragrafta verdigim Turkce 101 ipucundan sonra kime soracaktiniz hangi kelimeyi kullansak daha iyi olur diye? Herhalde bana soracaktiniz.

sneyl zaten calisip duru. last.fm’le bazi sikintilar yasadi ama asilmayacak seyler degildi. Hepsi halloldu gibi. Ondan baska, -9, 11- betsson sorunu oldu ama onun da caresine bakilir. Ecocard yoksa olmuyor cunku.

Japon konsolosu’ndan aci haber var. Viber’la konusurken veri paketinin kotasini asmis. “Evdeki internetten konusmama ragmen, paketim nasil biter ya? Hep Google Haritalar yuzunden.” diyordu. ID gerekli mercilerle gorusup, bu sorunu cozecekken, katildigi bir kokteylde aldigi alkol nedeniyle unutmus ve dile getirememis problemi. Ayrica Japon Konsolosu’nun oturdugu sitenin bahcesinde oynayan Ingiliz cocuk Joshua, dun sol baldirina aldigi sert bir darbe sonucu uc ay sitelerden uzak kalacakmis.

Ben? Ben hep bildiginiz gibi. Bir degisiklik yok.

Tayvan’da Bir Belediyemsi

Bir kibrit yaktim az once dogum gununu kutlamak icin. Oyle siradan bir kibrit degil ama. Cok farkli bir kibrit. Kibritlerin moleskine’i illa bir seyle bagdastirmak gerekirse. Bilmem hatirlayabildin mi “o kibrit”‘i? Kibrit konusu bir kenarda dursun. Simdi yaziyi bambaska bir yere cekecegim; oyun teorisi.

Nash Dengesi -boyle yazinca cok tirt duruyor, halbuki equilibrium deyince ondan krali yok- denen kavrama asina olmadigini varsayiyorum. Bazi oyunlarda -herhangi bir hareketimiz, kararimiz icin oyun diyebiliriz- oyle bir nokta -nokta dedigimiz de belirlenmis bir strateji olsun. yani su durumda ben en iyisi sunu yapayim gibi- vardir ki, oyunu oynayan taraflari -biz ve hareketimizin olasi sonuclarindan etkilenecek diger insanlar- bulunduklari o noktayi (dolayisiyla hareketi) degistirmeye tesvik eden hicbir nedenleri yoktur. Cunku her oyuncu icin en iyi sonuc o noktadaki strateji ile elde ediliyordur. Iste o noktaya Nash Dengesi denir.

Donelim kibritlere.

Bu yazi burada sona eriyor. Anlatmak istedigi sey cok onemli. Aradaki bagi kurabilirsen ne mutlu, kuramazsan da bir sey degisecek degil ya…

Geri Donuyoruz Lan Sanki!

Yilmaz’i meseneden silmemizle birlikte bir heyecanlanma oldu, itiraf edelim. Baktik ki blogu bir alt dosyadan sunmaya baslamamiz sonucu neredeyse olduruyoruz, hemen ozune dondurduk. Hemen derken bes-alti ayi kastediyorum tabii. Kutup ayisi, boz ayi degil. Kimin hemeni peki ha? Kimden oturu? Benden oturu. Hep ben gaza getirdim blogu tasiyalim tasiyalim diye. Tasidik  da ne oldu? Gordugunuz gibi bir sey olmadi. Japon Konsolosu bile tek basina bizden cok yazdi. El elden ustundur. El elin esegini turku cigirarak arar. Eller gunahkar…

Neyse, ne diyordum? Bir sey dedigim yok da retorik ilmine olan askimdan dolayi bir ustteki paragrafta kaybetmenize neden oldugum dikkatinizi yeniden toplayin istedim. Heh iste dun dusunduk, tasindik. Hakikaten tasindik, cumle hatali bitmedi orada. Dusundukten sonra ana alanimizi sundugumuz dosyaya tasidik blogu. Kimden oturu? Sizden oturu ulan. Sneyl.com adresine gelip blog linkine tiklamayi ya  da yeriminizi guncellemeyi zahmet olarak gordugunuzden oturu! Okuyucuya kizmayali oldukca zaman olmus. Nasil kizilacagini unutmusum. Gerci sonucta tarzim bu benim o yuzden kolay hatirlarim, omuriligin bir yerinde takilip kalmistir o yetenek muhtemelen.

Daldan dala atlarken buradan Seul Erkek Lisesi’ndeki dostum Frentzen’e, Rancho Rosa Junior High’daki kardesim Julia’ya ve dunyadaki butun ponpon kizlara selam ederim. Selam faslini da bitirdigimize gore artik bambaska seyler denemenin vakti gelmis olsa gerek. Aslinda cok da uzatmak istemiyorum malum nedenler dolayisiyla. Ileriki gunlerde Google Drive olsun, Android olsun yok lan ne Android’i ne Google Drive’i ya! Sanki bana Ars Technica! Arsehole. Kufur varsa ben yokum. Su anda kendime cok sinirlendim. O yuzden kapatip gidicem.

Blogu Duzenledim Biraz

Soylemesem farketmeyecektiniz. Gelip gittiginiz yok bari RSS okuyuculariniza dussun de bir heyecan yaratsin.

Gereksiz ne var ne yok her seyi sildim. Calismayan Contact Form eklentisini de duzelttim. Tema icin Suffusion ile ugrasmayayim simdi diyerekten daha sade bir sey kullandim. Uzerinde birkac duzenleme yapmak lazim ama idare eder bir sure.

a11d.it’in kayit suresinin bitimine 10 gun falan var diye yenileyeyim dedim. Kayit ettigimiz yer -adini anmayayim- yenilememe izin vermedi. Destek seysi actim, bakalim uc-bes saate kadar sonuclanir o da. En kotu zaman asimini bekleyip yeniden kaydettiririz biri o arada almazsa, sorun yok.

Zararli bir kod parcacigi bulasmisti o yuzden butun yuklenenler klasorunu de sildigimden WP’ye gectigimizden beri buraya ekledigimiz 15 resim/fotograf, 1 ses ve 1 de metin dosyasi kayboldu. Acikcasi yedeklemeye tenezzul etmemistim. Hep ondan 🙂

Olaylar bundan ibaret. Konusmak, karar vermek lazim.

WP 3.3 gelmis

Hosgelmis, sefalar getirmis. Ben de iste twitter’dan gordum. Takip ettigim bir eleman 3.3 guncellemesi geldi deyince hemen ne kadar aktif olarak kullanilan yer varsa gireyim, gunceleyeyim dedim. “Yenilikci ve Ozgun Otometrik” de guncellerse iyi olur amcoolu, aklinda bulunsun. Her neyse bu kadar tiriviri yeter.

Tiriviri

Tiriviri nedir diyen olursa diye

Biraz gorsellerle Turkiye yapalim o zaman. Ne dersiniz? Kim ne derse desin ayrilamam.

Fotograflari posta eklemek yerine duz yazi seklinde link verecegim ki zor olsun sizin icin, acmaya usenin.

Kagit –> http://bit.ly/ssu413

Dans –> http://bit.ly/spgxp8

Corba –> http://bit.ly/tXt56z

Bina –> http://bit.ly/rAEbGD

Diyet –> http://bit.ly/syzkoR

Buna gulersiniz diye umuyorum –> http://bit.ly/tX4ldb

Hadi saglicakla kalin.

Ne yapak panpalar?

Ne yazayim bilemedim lan. Bir seyler gondereyim istedim ama bulamadim ne gonderecegimi de. Iyisi mi gelince neler yapacaz onun bir taslagini olusturayim da uzerince daha rahat dusunur hallederiz gereken ayarlamalari.

Simdi oncelikle bir tarih olayina kesinlik getireyim. 25 Aralik – 2 Ocak diye dusundum ben Ankara’yi. Iyi dusundugum icin orada sorun olmaz. Geceye vurursak 8 gece yapar. 4/4 seklinde ayirdim bu 8 geceyi de. 4’unde birlikte takiliriz diye dusundum. Geri kalan 4’unde de Ankara’nin cesitli noktalarina ziyaretlerde bulunurum dedim. 25-28/29-1 desek, 29-1 arasini birlikte komple bir derbiye donustursek iyi olur dedim. sneyl, nbh_ amcoollarim ve japon konsolosu kankamla centilmence bir mucadele verecegimize inancim tam dedim. 29’u ogle/ikindi/bescayi vakti net piknik’te bulusuruz kisisel durumlara gore ondan sonra iste 10.30 gibi oradan cikariz. 3-4 saat nefeste oturur oradan rumelide az corba icmeye gideriz. Damardan tuzlama bittigi icin tuzlama icerim ben. Yalanlarina sokayim ya. nbh_ ezogelin/mercimek icer, sneyl iskembe icer japon konsolosu ne icer bilemedim. Ortaya bursa kokorecle tandir soylenir. Neyse bunu da yaklasik 45 dakikada tamamlariz oldu mu saat 2.45? Simdi bana kalsa ben aspava’ya gidelim derim ama siz daha yeni yedik yuh ad diyeceginiz icin aramizda ufak bir surtusme yasanir. 3-4 bira icecek bir yer bulup karnimizi biraz daha aciktirdiktan sonra artik essek degilseniz sorgusuz sualsiz aspavaya gider soslu soganlimizi yeriz. 5 falan olur herhalde saat. Oradan da artik japon konsolosu’nun evine geceriz. Adamsa misafir eder bizi.

30’u uyaninca bloody mary ve cig kofteyle kahvaltimizi yaptiktan sonra biraz bilgisayar basinda takiliriz mal gibi. Rennie’mi icerim ben bu arada. Ondan sonra el paso’ya gidilir. Bu arada belki el paso’ya isi yoksa EE de gelir. 9’a kadar falan orada takilip bitince bir guitar hero ardindan da burger king yapar, nbh_ amcoolumuza bizi bir yerlere goturmesini soyleriz. O da IF’e gidek madem diye ayak yapar. Gene surtusmeler yasanir aramizda bu saatte nereye gitcez olum ya diye ve sonuc olarak cig kofte ve biramizi alir eve doner gene bilgisayar basina geceriz. Bu sefer sneyl’e gectigimizi dusundum. 3.30 civarlarinda tantunimizi soyleriz bol limonlu zaten biralar da bitmis olur. Yedikten sonra da yatar uyuruz.

Geldik mi 31’ine? Simdi nbh_ amcoolum bakacak etrafi kolacan edecek guzel bir sey bulursa disari cikariz yok bulamazsa evde soframizi kurariz diye dusundum. Sofrayi kurmak icin ihtiyac duyulan liste blogun arsivinden bulunabilir aiousdfsdf. Bir tek dayi lazim iste kizartma icin ama baliktan yana kullanmayiz tercihimizi. Kirmizi et seceriz ben kizartarim sorun yok rahat olun. Neyse bu madde deneysel daha.

1’inde de adam gibi bir kahvalti (mum cafe ioausdfh) yapmaya cikariz. Net piknik’e gideriz gene dedim son olarak onumuzdeki yil icin yani kendi adima. Ondan sonra da ilk geceye benzer bir planla devam ederiz. O gece de bitince ben zaten 2’sinde eve donerim bir sonraki sene gorusmek dilegiyle.

Var mi bir ekleme cikarma yapacaginiz yer?

Gozume carpan hatalar;

Hardal, tursu ve pizza kelimeleri yazi icinde gecmedi ama bunlar hep gizli ayrintilar olarak cesitli mekanlarda duruyo. O yuzden rahat olunsun.

FIFA Kadinlar Dunya Kupasi

Zorlu gecen grup maclarinin ardindan grubunu ikinci tamamlayarak finale adini yazdiran Japonya’yi, finalde gosterdigi inanilmaz caba sonucu dunya sampiyonu olmasindan ve kadin futboluna verdigi onemden dolayi blog olarak tebrik ederiz. Dikkat: Resimden sonra yazi devam ediyor.

Japonya'nin Kupa Sevinci

Blogumuzda Japonya ile olan baglarini acik sekilde dile getiren iki yazar dostumuzu da aldiklari basari icin kutluyoruz.

Saygilarimizla,

sneyl.com yazarlari

Dikkat: Yazi burada bitiyor ama kucuk bir hatirlatma yapmak istedim. Bu kolektif blogda admin diye bir kavram yok sevgili japon konsolosu. Oldu tamam optum bye. Isminiiiiiiii aeglemeeeaeee.

Kisacik

Merhaba panpislerim. Uzun zaman oldu bir sey yazmiyorum. Ne yapiyorsun derseniz aslinda okul disinda bir sey yaptigim da yok ama bir turlu o tembel popomu kaldirip da suraya yazi yazmaya ikna edemedim kendimi. Biliyorsunuz, oluyor bazen boyle seyler.

– Ise gelirken bisikletle gectigim yolun bir kisminda yanyana duran iki adet buyuk cop konteyneri var. Bunlarin arasindan geciyorum gidip gelirken. Dun, olagandan dar bir gecit birakacak bicimde birbirlerine yaklastirilmislar. Uzaktan gelirken farkettim, “Lan dedim bu alet gecmez o aradan.” sonra tabii ustte bahsettigim usengeclik sebebiyle, “Amaaan gecmez olur mu lan! Bu gecmeyecek de ben mi gececem. Kocaman yer a…. k….!” diye kufuru bastim icimden. Hizi biraz azalttim tabii ne olur ne olmaz diyerek. Tam cikacak gibi oluyordum ki caat diye bir ses duyduktan sonra kendimi yerde buldum. Sag tarafta bulunan frenin mandali takilmis. Dolayisiyla on fren de mala baglamis oldu. Geldim okula. Freni tamir ettim. Gectigim yola da alternatif bir yer buldum. Artik oradan gidip geliyorum.

– Evdeki buzdolabi durduk yere bozuldu. Evde de ben haricinde kimse olmadigi icin tatil dolayisiyla -doktoranin gozu kor olsun- is basa dustu. Ilk basta ne yapayim bilemedim. Hani servis cagirsam garantisi var mi, garantisi yoksa madem orijinal servisi cagirmayayim yan sanayiiden cagirayim falan dedim. Sonra baktim olacak gibi degil orijinal servisin telefon numarasini rehberden buldum.

Rehber

Telefon Rehberi

Ilk dedim servis ucreti nedir ne degildir falan, “Flat rate uygulamaniz var mi?”. Uygulamanin aynen o sekilde oldugunu tamirin bes dakika da surse dort saat de surse ayni iscilik bedeli ile ucretlendirildigini o ucretin de $125 oldugunu soyledi. Sonra da degismesi gereken bir parca varsa onun da ucreti alinir ekstra dedi. Sonra ben full-time calistigimi after-hours servis olup olmadigini sordum. Yokmus. Zaten olsaydi sasardim. Tamam ogleden once kesin gelecekse yollayin yok gelemicekse gelmesin hic diye cemkirdim adama. Oglene kadar hallederiz manasina gelen bir seyler dedi. Ofisi aradim, dolabin durumunu anlattim sakalar espriler yapildi, ogleden sonraya kadar beklemeyin beni dedim o isi hallettik. Sonra 10.30 gibi cakal buzdolapci geldi. Aldim iceri. Ilk sorusu su oldu? “Nokia sarji var midir acaba bir ihtimal sende?” Auahsuahsduahsduh o anda “ince uclu mu kalin uclu mu?” diye sormak geldi icimden ama nereden bilsindi o espriyi. Gulerek odadan getirdim, telefonunu sarja taktik. “Isi geliyor muydu kapagini actiginda dedi?”, “Geliyordu termostat ayarinin bulundugu yerden, ampulden sandim cikarttim.” dedim. “Heaa buyuk ihtimalle termostat bozulmustur.” dedi. Arabadan yeni termostat aldi getirdi. Degistirirken baya da eskiymis mealinde yorum yapmayi da unutmadi. “Valla,” dedim “ev sahibem 20 seneden fazladir calistigini soyledi daha bu sabah.”. Ondan sonra “Artik degistirmenin vakti gelmis.” dedi. Termostati degistirip lambayi takti geri, calismaya basladi dolap. “Uzun sure bozulmaz artik.” dedi. Dedim “20 sene goturur daha de mi?”. Gulduk, “Bozulursa da ben gelmem zaten 20 seneye emekli olurum.” dedi. $179.62 ucretini rica etti. Gittikten sonra ofisi aradim tekrar geliyom diye. Atladim bisikletime, yeni ve eskisine nazaran daha guvenli yoldan okuluma geldim.

– Simdi bir kere adiniz bir isi biliyoya cikti mi yandiniz demektir. Benim de hasbelkader mass-balance yaptigim duyulmus. Yan odadan arkadas geldi az bakabilecen mi diye. Gittim baktim anneaaam ulan baktim da o datayi reconcile etmek icin iki gun ugrasmak lazim spreadsheet tabanli yazilimlarla. -excel, calc, numbers- Sunlari sunlari yaptim ama olmuyo diye anlatiyor bana. Hafiz sen bunlari iyi soyluyon bana da o isi ben buradan yapamam bunu sen kendi kafana gore duzenlemissin ne bir aciklama ne bir sey var. Zaten karmasik da datasi -1M-2A-3B-4A-5L-* biliyon mu dedim. Yok dedi. Illa spreadsheetle yapacaz yani. Oturduk birgun datasini duzeltmeye calistik. Data da problemli, bazi hayati kisimlar eksik olmadi tabii. Dedim sen -1M-2A-3B-4A-5L-* ogren zaten kolay kullanmasi. Yarin ben sana ogle arasinda anlatirim kaparsin diyerekten hallettim. Neyse simdi onu da anlattim. Artik gelmez diye tahmin ediyorum. Kendi isimi yapamiyom lan iki gundur.

Boyleyken boyle. Gene anlatirim vakit olunca bir seyler.

*seo yaptim burada. gidip programin gercek adini aratanlar gelip burayi bulmasin diye. sayilar ve tireler olmadan okuyosunuz. bizim okulda kucuk bir grubun kullandigi ve ticari olarak satilmayan bir program oldugu icin hit almasin.