Selamlar.
Author Archives: denemecan
Mevlam Ayrilik Vermesin
Boyle bir baslik atabilmem benim iyi bit ateist olmadigimi gosterir herhalde. Neyse konumuz o degil. Ayrica ben iyi bir ateistim tamam miiaaaaaaaaaaa!?
Gecenlerde sevdiklerinizden, sizin onlari sevdiginiz gibi sizi sevmelerini beklememelisiniz mealine gelen bir seyler okudum. Hak verdim yazarina. Kismen dogru. Kismen yanlis. Hayat da oyle zaten. Boslugun kutlesinin olmasi, bulanik mantik falan cok garip. Arastirmacilarin cansiz diye tanimladigimiz maddeleri kullanarak canli yaratmayi basarmalari falan garip yani. Garip olmasina garip de hepsinin anlasilabilir bir temeli var be dostlar. Otursan ben bu ilime vakif olacagim desen 3, 5, 10 sene neyse harcar olursun. Askin, sevginin oyle mi? Kendini ben aska vakif bir insanim diye tanimlayan bir insan gordunuz mu daha once? Zira, bosa koyuyorsun dolmuyor, doluya koyuyorsun… Nasildi devami? Doluya koyunca ne olmasi lazimdi ki? Tasmasi mi lazimdi? Vallaha unutmusum. Aha vallaha dedim mesela o da bir konusma kusuru kendimde buldugum. Ufff yazilacak cok sey birikmis ha.
Cok sevdim ben. Yani cok kisiyi az sevmedim. Az kisiyi cok sevdim. Soyle de ifade edebilirim bunu, sevgim kesin bir cokluk olarak ifade edilebilse bunu cok sayida insana bolmektense az sayida insana paylastirdim. Ikibin lira butceyle on ogrenciye burs vermek yerine bes ogrenciye verdim. Kapis? Lakin gunumuz itibariyle aslinda ask payi olarak “cok” diye tabir ettigim seyi cok sayida kisiye de verebilecegimin farkina vardim. Bu da beni, askin, sevginin aslinda kesin bir cokluk olarak ifade edilemeyecegi gercegine goturdu. Ya da o gercek mi acaba bana cumlenin girisindeki cikarimi yaptirdi? Tume mi vardim? Tumden mi geldim?
Yillar sonra utopik askinizin kusurlarini gormeye basladiginizda, “ben bunu mu sevmisim?” donemine geliyorsunuz. Cok kotu. Cooooooook kotu. Kendinize ayna karsisinda hakaret edin daha az incinirsiniz. Gestalt Abi’me de selam edelim ayna falan demisken hazir.
Sikecem ya. Olmuyor! Vazgecemiyorum!
Iste O Yazi
kjb nickli yazarimizin yazip da sildigi yaziyi sizinle paylasiyoruz dostlarim. iste o yazinin utanmaz sikilmaz keywordleri; ofis, dedikodu, gossip girl, onumuze gelene bin tekme, cesme basi, hayvan, simit, zaman, kol kola, gorsel, vörkşap
Berber Cilesi
Ne cekiyorsam su hizmet sektorunden cekiyorum arkadas.
Simdi ben zaten kendi anadilimde dahi berbere istedigim sac tirasinin nasil olmasi gerektigini anlatamayan bir insanim. Korleme gerceklesiyor butun olay. Biraz kesiyor, “nasil, olmus mu?” diyor, ben, “yok abi ustleri az daha kisalt favorileri de iyice gozluk hizasina cekersin sana zahmet.” diye cevap veriyorum. O islemlerden sonra “makina mi, ustura mi?” diye sorgusuna devam ediyor. “Makina” diyorum. Oyle sakat bir sekilde oluyoruz. Tirasin sonunda istedigim uzunlukta bir saca sahip olmussam ben bile sasiriyorum.
Gelelim olaya. Artik saclarimin da hayvan gibi uzayip kontrolden cikmasiyla berbere gitmeye karar verdim. “Lan su saclar hic uzamasa olur muyuz sanki!” diye kendimi etrafta bulabildigim bir berbere attim cumartesi aksamuzeri. Burada oyle ayrica erkek berberi yok. Guzellik salonu gibi bir yer kim gelirse, ne isterse yapiyorlar. Garip. Yani sadece erkege hizmet eden elbet vardir ama benim yasadigim civarda yoktu. Neyse cumartesi zaten oldukca feminen gozuken o salona girerken cekingenlik vardi uzerimde. Urkekce kasaya yaklastim ve “erkek saci da kesiyor musunuz?” diye sordum. Kasanin arkasindaki teksas aksanli genc kiz “ohoo sac ne kelime, nasil istersen.” dedi. “Iyi” dedim. “O zaman benim su saclari bir alin.”. Kiz “su anda hic bos zaman yok en yakin pazartesi aksam saat 16.30’a randevu verebilirim.” dedi. Kabul ettim ben de zaten korkmusum.
Burada bir ara paragraf anlatayim. Bugun profesorun isleri yogun oldugundan toplantiyi ogleden sonraya biraktik. Benim de saat 4 gibi cikmam gerekiyor ki ancak yetiseyim. Yarim saatlik yol yuruyerek. Saat 15.50 oldu profesor hala cagirmayinca ben gideyim artik odasina dedim. Utana sikila, “Hocam musait misiniz? Konusacaktik ama…” diye yarim bir cumle kurdum. “Biraz isim var. 15 dakikaya kada uygun olucam sana uyar mi?” dedi nezaketen. Yoksa boyle demesi 15 dakika sonra toplanti odasinda ol demek. Ben de artik batti balik yan gider hesabi durumu anlattim. Hocam dedim sac tirasi randevu, uc gundur bekliyorum dedim. Gulduk biraz tabii halime. Sonra “git, git” yarin konusuruz dedi. Tesekkur ederek ciktim odasindan.
Saat 16.24’te berberdeydim. Iceri girip randevumun oldugunu soyledim. Hic bekletmeden hemen koltuga aldilar ve o bitirici soru geldi. “Nasil olsun?” Yer yarilsaydi da icine girseydim dedigim anlardan biridir. “Lan ne bileyim nasil olsun normal kes iste.” diye dusunurken ikinci soru geldi. “Makas mi makina mi?” Simdi makinanin burada clippers diye soylendigini bilmiyordum. Makasi biliyorum tamam o scissors onla bir sorunum yok. Duyunca tabii “scissors or clippers?” diye, dedim “lan herhalde makinayi kastediyor bu clippers ile oh tarif etmeye gerek yok vur 3 e derim olur biter diye dusundum.” Biraz da cekinerek “clippers” dedim. Ne oldugundan da tam emin degilim zira. Orada isin kilici gosterse bunla kesecez sacini iste bu clippers diye, eyvallah derim. Hemen ardindan “kac numara” olsun dedi. Bunu tabii anlayabiliyoruz icinde comb, number falan geciyor oh dedim tamam tanidik bir sey. Dedim “en buyuk kac numara var?”. “Sekiz” diye yanitladi. Bir an sasirdim bizim ulkede hep en buyuk 3 var abicim diye kandirildigimi dusundum. Sonra 8’in en buyuk oldugunu goz onunde bulundurarak 3 demeye gozum yemedi acikcasi. Iyice de kel cikmayak diye dusundum. 5 dedim gene urkek, gene sakin. “E ama 5’le alirsak simdikinden bir farki olmicak.” diye hande yener sesiyle bana hoykurdu. Dedim peki 3 olsun. Basladi 3 numarayla almaya. Oh dedim tamam cogu gitti azi kaldi daha soru sormaz herhalde. Arada diyo nasil oldu uzunlugu falan diye. Lan diyorum icimden ne uzunlugu artik vur gitsin 3 e daha beni burada sikintiya sokma. Neyse efendim bitti makinayla almasi. Eline makas aldi hanimefendi. Basladi ustleri almaya. Arada bir seyler diyo. Anlamiyorum bazisini. Herhalde berberlik terimi. Hayir kendimden de suphe ettim. Sen git “accelerated flows past a rigid sphere or a spherical bubble. Steady straining flow” hakkinda saatlerce hic eziklik hissetmeden tartis. Berber sana nasil olsun suralar mealine gelen bir soru sorsun ona cevap vereme. Buradan bir ders cikaricam yazinin sonunda. Unutturmayin. Neyse en sonunda artik elle tarif ede ede, cuzdandan fotograf cikartip ya sunun gibi olsa aslinda super olur diye diye bitirdik tirasi da hem ben hem kadincagiz rahatladi.
Velhasili kelam su universitelerde bize hazirlik okutuyolar eyvallah. Restorana gidince “a table for two, please” dicez bunu ogretiyolar da berbere gidince ne dicez bunu niye ogretmiyolar arkadasim? O kitaplarin yazarlarinin saclari hic mi uzamiyo? Nasil bir saclari var? Neyse iste anafikir de bu. Great expectations’i da okut, okutma demiyorum ama berberde ne dicez, berber bize neler diyebilir bunu da ogret. Bu bilgiyi yasamadan ogrenemez cunku cocuk ama Charles’i her zaman okur. Hay Anne Frank kadar basiniza tas dussun. Anne Frank’i okudum da simdi berberle kanka mi olduk sanki? Yok. Gene bir cekingenlik bir sorularin yarisini anlayamama. Sogudum ulan berberden! Su yasimda bana travma yasattiniz lan!
Epic Fail
Fuckkkkkkkkkkk! Shit! Fuck! Unfuckingbelievable!
Sabaha karsi uyanip hazirladigim sunum kelimenin tam anlamiyla rezaletti. Artik uyku sersemliginden herhalde, resmen carpma islemlerini yapamamisim. Yaptiklarimi da yanlis yapmisim. Anlatirken gozume takildilar hep. Kesin dinleyenler de farketmistir. Daha da son uc saate is birakirsam adam degilim. Bir insan evladi 0.4 ile 250 yi carpip onu da 0.184 e bolup nasil 18 bulur ya? Akil var mantik var! Daha sonra volume percentage yerine hep weight percentage kullanmisim ki hatalarin babakolasi bana sorarsaniz. Kanka olunur yani o hatayla o derece. Iste bu ve benzeri basit teknik olmayan hatalar yuzunden sunumun kalitesi dustu. Uzuldum biraz. Ders oldu!
Cevher Hazirlama Olimpiyatlari
Artistlik Yapma Allahini Gorursun
Ismi Lazim Degil
Pasé la noche después de un hermoso día agradable.
51 minutes ago · Comment · Like
Denemecan
¿y qué
52 minutes ago ·
Ismi Lazim Degil
sólo el amor
41 minutes ago
Ismi Lazim Degil
y no
41 minutes ago
Ismi Lazim Degil
Hola….Como estas!
38 minutes ago
Denemecan
jijijijiiji. Wery bien, gracias. ¿Cómo está
36 minutes ago ·
Ismi Lazim Degil
estoy muy bien:)
34 minutes ago
Denemecan
vamos a hacer las cosas más complicadas. ¿qué estás haciendo en España?
32 minutes ago ·
Ismi Lazim Degil
Estoy tratando.
28 minutes ago
Denemecan
¿qué estás tratando de hacer?
26 minutes ago ·
Ismi Lazim Degil
En el estudio.
24 minutes ago
Denemecan
Bien por ti.
Lassen Sie uns versuchen Deutsch.
20 minutes ago
Daha sonra ismi lazim degil mavi ekran verdi. Hayir 2 gunde neyin dilini ogreniyosun? Google translate ile kurdugum cumleler seninkilerden guzel. Yazma madem. Ogrenmeden yazma! Sinir etmeyin adami!
Gecenlerde Yaptigim Back Court Violation
Gecenlerde dediysem sene 1999. NBA 2000 yeni cikmis. Kendi takimimi kurmusum “copculer” diye. Cok guzel forma yapmisim. Super oynuyorum. Bir baktim “fruuuuuuuyk” diye duduk caldi oyun durdu, back court violation yazdi kenarda. O zamanlar not yet’i, “yetmez” olarak cevirdigim ingilizce duzeyindeyim. “Ne diyo lan bu?” diyorum. Sonra ayarlara girip kapatiyorum hemen o kurali. Sonra gelsin back courtlar gitsin 3 secondslar. Tam bir anarsik basketbol oyuncusuydum. En sevdigim de benim takimimin yildiziyla michael jordan’i teke tekte sokakta bir yerde kapistirmakti. Hey gidi Fatih Altayli.
Oklahoma City Kalbimiz Seninle
Lakin o kotu savunmaya devam edersen boyali alanda rebound alamazsin. Boyle olmaz bu isler mavi simsek!
Bu yazi japon konsolosuna adanmistir.
Tasinma Mevzulari Olabilir
Simdiki evimden yer olarak cok memnunum aslinda. Lakin boyut, arkadaslarini davet edince oturtacak yer bulamama, yedigin, calistigin, yattigin, dus aldigin yerin ayni olmasi, daha hayatlarinda yakindan modem gormemis komsularin bana internet kullanimi hakkinda tavsiye vermeleri, manyak ev sahibi, domino’s pizza’nin her siparis verisimde muhtemelen “hah gene bizim cocuk” diyor olusu gibi ufak tefek ama bir araya gelince beni artik rahatsiz etmeye baslayan nedenler dolayisiyla yeni ev bakiyorum. Birkac yere mail attim. Basvuru formu falan doldurdum. Hatta bir tanesine bakmaya gidicem yarin. Eski evin oralarda. Okula biraz mesafe artiyor ama biraya yakinlasiyor. Zaten bisiklet almak gibi planlarim da var. Her neyse yarin bir gidelim konusalim bakalim. Evi yakindan gorunce begenecek miyiz? Evde su anda yasayan arkadas beni kiraci olarak sececek mi? Bunlar hep yanit bulmasi gereken sorular. Gelismeler oldukca yine buradan bildiririm.
Gelelim 3. Geleneksel kjb Blog Kapatma Haftasi‘na. Artik valla gozum ariyor ha! Boyle, bir bilemedin iki ay gecince huzursuzlanmaya basliyorum. “kjb ne zaman kapatacak blogu?”, “bak 15 yazi oldu hala kapatmadi.” gibi dusunceler beni strese sokuyor. Sagolsun, empati yetenegi cok gelismis olacak ki, sonunda kapatti. Bir ay falan sonra ben “niye acmadi hala acaba?” diye endiselenmeye basladigimda da umarim ayni empati yetenegini kullanarak tekrar acar. Ondan sonra agustos gibi de 4.sunu kutlariz. Cok ironik yazdim ha. aisudfgoaisudgf. Yok lan sevdigimden yaziyorum ben oyle. OK. Bye.