Behzat C.

Dun gece kiramayacagim bir arkadasin tavsiyesi uzerine Behzat C.‘ye basladim. Baslayis o baslayis, saat sabaha karsi 5’ti yayinlanan alti bolumu de izleyip yattigimda. Simdi sozlukteki basligini okurken, yayindan kaldirilma ihtimalinin oldugu haberiyle karsilastim. Resmen uzuldum. Hakikaten hosuma gitmisti cunku. Resmen sevdim ben o diziyi. Turk dizileri tarihimde, Aralik 2009 Ezel Marathonu‘nu saymazsak, izledigim, Ikinci Bahar‘dan sonraki tek dizidir. Ezel’i sadece 6 bolum izlemis olmam itibariyle yoksaydim yoksa ikisini karsilastirmak gibi bir amacim yok. Elmayla passion fruit karsilastirmak gibi olur zira. Her neyse.

Diziyi sanatsal ya da sinematografik acidan degerlendirecek donanima sahip degilim. Ben bana gecirttigi zamana degip degmedigine bakarim. Bu dizi icin gonul rahatligiyla diyorum ki degdi. Izlemediyseniz de izleyin. Zaten yayindan kalkacakmis. Erdal Besikcioglu ki ben kendisini sadece Kopru ile tanirim, sahsi okuzlugumdur, bugun Hugh Laurie, Gregory House rolunu oynamayi birakacakmis deseler, o role cuk diye oturup hic siritmayacak tek adamdir benim nezdimde. Kendisini gonulden tebrik ediyorum.

Diziyi tavsiye eden arkadas bir kitaptan uyarlandigini, kitabin da cok iyi oldugunu soylemisti. Yazari Emrah Serbes diye biriymis. Daha once duymamistim, yine okuzlugumdur. Kendisi umarim affeder beni olasi paralel bir evrende. Yurda donunce ilk alacagim kitap kendisine ait olacaktir. Sozum olsun.

Ankara’da geciyor olmasi buyuk bir artiydi ustune bir de kullanilan dile de az bucuk dikkat ediliyor olusu beni mutlu eden bir baska unsur oldu. Internet uzerinden arkadaslarimla yaptigim ortalama uzunluktaki bir konusma boyunca sayisiz “heeea” ve “la” diyor oldugumu farkettirdi bana. Cok da guzel oldu iyi oldu.

Bu diziyi Japon Konsolosu tahmin ediyorum ki cok severdi. Cok sevecek, izleme firsati bulunca. Izlemezse de adam degil. CSI Dikmen lan sonucta.

Oyle iste. Yayinlandigi saatlerde izleyin bunu. Rating paylarini arttirin. Kaldirmasinlar yayindan. Star akilli olsun!

Japon Konsolosu

Manevi destekten yoksun birakmadigimiz, Karaman Mkz. Pyd. Tbr. Kmt. Kara Ast. Kd. Bs. Cvs. Japon Konsolosu dostumuzu da burada bir kez daha analim. Anal yillik demek oldugundan yilda bir kere ansak yeter aslinda. Oyle degil ama o isler. Biennial var mesela biyenal diyo bizim insanimiz. Sonra bir de biannual var. Iste bunlar hep ingilizcenin cakalliklari. Iki yilda bir ya da yilda iki kez deyince nekkkadar da anlasilir oluyor degil mi babom? Neyse konudan sapmayalim.

Simdi bu ingilizlerin her sey icin bir isimi oldugundan tamlama olaylari pek zengin degil benim su yasima kadar gozlemledigim kadariyla. Yanlissam da duzeltin. Bu dostlarimiz iste bu kelime coklugundan oturu kendi dillerindeki pek cok kelimenin nasil yazildigindan bihaberler. Simdi bir sekilde duyuyorlar konusuyorlar ama is yazmaya gelince bir dusunuyorlar. Ha turkce’de bu yok mu? Turkce’de de var ama basta dedigim gibi kelime sayisi Ingilizce’ye nazaran daha az oldugundan, oransal olarak baktigimizda duydugunu dogru sekilde yazamayan insan sayisinin azalacagini dusunuyorum. Neyse Noam biraderimle konusulur bunlar yeri gelince. Sunu da eklemeden gecmeyeyim objektif olmak adina, Turkce okundugu gibi yazilan bir dil onun avantaji var yok degil.

Simdi gazetede soyle bir bulmaca var. 3×3 luk bir kare dusunun. Bu karenin tam ortasindaki hucrede, bir harf var. Bu harfi urettiginiz her kelimede kullanmak zorundasiniz. Diger 8 harf ve bu harfle minimum 4 harfli kelimeler uretmeye basliyorsunuz. Gazetenin verdigi limitler var. Ornegin b-a-a-l-i-r-e-l-n harfleri verilmis. i de her kelimede kullanmaniz gereken ozel harf. Basliyorsunuz turetmeye. Liar, Line, Bill, Linable, Liberal, Braille, Biller, Inarable, Ballerina … iste ne kadar bulursaniz. Diyelim ki gazete diyor 23 kelime iyi, 34 kelime cok iyi. Amac 9 harfli kelimeyi ve bulabildiginiz kadar cok sayida kelimeyi bulmak. Bir de bizim gibi grupsaniz hergun 9 harfli kelimeyi bulan degistiginden ufak bir rekabet isin icine giriyor ve daha cok egleniyorsunuz. Sorun su, ben mesela ana dili ingilizce olan biri degilim diyorum ki bu harflerle bienal yazilir lakin bienal in boyle yazildigindan emin degilim. Diyorum hoca bu boyle mi? Aha masadaki ana dili ingilizce olanlar da emin degil. Ya oyledir ya da biennial dir diyor mesela en yasli olani. Genclerinden ses cikmiyor. Boyleyken boyle.

Denemecan Zimbabwe’den bildirdi.

Nereden nereye geldik la. Ha japon konsolosu diyordum. Canimdan cok sevdigim ahanda amunike cancis pamuk torbasi pofuduk yastik badi parcasi askerligi bitesice.

Amcoolu

Yolun acik olsun. Gule gule git, gule gule gel. Yolda samson and delilah dinlemeyi, beni o sarkiyla tanistiran terminator the sarah connor chronicles s02e01 i anmayi unutma.

Sicakkanli bir insan oldugundan asduhausdhuahsduh.

Gel de delirme!

http://www.haberturk.com/polemik/haber/563392-putinin-mutevazi-evi-sasirtti okuyalim hemen haberi. Haber dedim kusura bakmayin, okuyalim metini.


Tek boyutta televizyon gerçekten ironik! 
Gazete HABERTÜRK Teknoloji Editörü NECDET ÇALIŞKAN

Iki boyut ile tek boyutun farkini ogrendiginizde tekrar konusalim.


———————-


‘Siyaset biraz da görgü ister, tüplü televizyonu görünce şoke oldum’
Brigthwell Yönetim Kurulu Başkanı, Dünya Fütüristler Derneği Türkiye Onursal Başkanı ALPHAN MANAS


Ha benim aslanima. Tuplu televizyon kullanmak vizyonsuzluk, gorgusuzlukmus. Kendisini zengin birinin yonetmesini istermis. Oldukca guclu argumanlar gercekten. Nutkum tutuldu.

———————-

‘Devleti yöneten çağa ayak uydurmalı’
Sabah Gazetesi Teknoloji Yazarı TİMUR SIRT

Bu beyefendi buyurmuslar ki genclerle iletisim kurabilmek, caga ayak uydurmak tupsuz televizyon kullanmaktan geciyor. Adami e-posta kullanmamakla elestirmiyor bakin. Tuplu televizyon kullandigi icin genc kusakla iletisim kuramiyor. Pehey.

———————-

‘Rus rüyası bumu yani?’
Deulcom International Kurucusu BAYBARS ALTUNTAŞ

Biri kendisine ay ile uzayin farkini ogrettiginde ben de kendisini, yorumunu elestirecek kadar kaale alacagim.

———————-

“Özel yaşamlarında yeni trendleri benimsemek zorundalar”
Mimar Selim YUHAY

Vay babam bay. Devlet baskani oldugunuz icin sucuk yemek zorundasiniz. Herkes sucuk yiyor. Siz de yiyeceksiniz! Sarimsak yemek zorundasiniz sayin Wulff. Simdi antioksidan oldugundan o moda. Kanepenin kumas rengi ile giydiginiz kiyafetin rengi ayni olmamali. Olamaz. Niye? Cunku Milano moda haftasinda bu sene gorduk ki artik karsit renklerle gezilmek zorunda sokakta. 

Aferin hepinize. Takdir ettim.

Hug An Engineer Day

Biz de insaniz lan. Kucaklayin bizi. Gunun anlam ve onemini belirten bir screenshot ile yaziyi sonlandiriyorum.

Simdi olay Benjamin ve Jody kardeslerimin hemen fellow bir engineer’in yaptigi hatayi duzeltmeleri. Orada harfler toplam durumunda degil carpim durumunda demisler. Ha T’ler nasil sadelesiyor madem o kadar dusunuyorsun dersen, matematigin kurallarina karsi gelmedigin surece sorun yok. Muhendislik sonuc odaklidir dogru evet ama Devlet Bahceli icin de simdi boyle bir yakistirma yapmak istemiyorum ne yalan soyleyeyim.

Daha da komik olan en sondaki yorumda, bunu LaTeX’le yazmaliydin diyor bir baska dost asduuasduasd. Hakli. Yerden goge kadar hakli!

Blair’s Kiss On The Lips Party

Good morning upper east siders! Gossip girl here! Your one and only source into the scandalous lifes of manhattan elitès!

Bu yaziyi sevgili Canan’a erken bir dogum gunu hediyesi olarak yaziyorum. Kendisini biraz daha iyi anlayabilmek adina iki bolum Gossip Girl izledim. Icim sikildi arkadas. Ben hayatimda boyle aci cekmedim. Neyse, kisaca izlenimlerimden bahsedeyim.

Simdi dizide Serena van der Woodsen diye eskiden klasik zengin kolejli amerikan kizi olup da yatili okula gidince dogru yolu bulur gibi olmus bir kizcagiz var. Cekirdek kadroda bu hatunumuz. Bunun eski bitch hallerinden arkadasi Blair var. Nate var Blair’in yavuklusu ama aslinda gonlu Serena’da. Onceden sevismisler de Serena ondan zaten gitmis yatili okula falan. Chuck diye bir orospu cocugu var. Diger dizi olan Chuck’daki Chuck’in ismini kirletiyor resmen. Dan var. Jenny var. Kardesler. Dan ve Jenny’nin allaha sukur durumlari fena degil ama diger isimlerini saydigim kadroyla ayni sosyal sinifa dahil degiller. Babalari biraz daha bohem bunlarin. Klasik olarak analari babalari ayri. Serena’nin anasi var Dan’in babasiyla yillar oncesinden isi pisirmis simdilerde ise fortune 500’un servetlerini somuren. Chuck’in babasinin oteli var anasindan bir bilgi yok. Blair’in anasi Paris’te ama onun da babasindan bir bilgi yok. Bu kadar olay iste. Kim kimle sevisti kim kime asik onu anlatacak gibi. Ha dizinin anlatani da Gossip Girl ki ben ilk bolumde onun Jenny oldugunu dusunmeme ragmen yaptigi malliklar dolayisiyla o oldugu konusundaki fikirlerimden vazgectim.

Ilk bolumde iste Serena yatili okuldan geri donuyor. Cemiyet ortamlarinda bir gerginlik bir sasirmalar falan onun uzerine temel alinmis. Izleyiciye hikaye tanitilmis. Kim kimle kiminh eli kimin cebinde falan diye. Siradan bir bolumdu ta ki Dan, Serena’yla birlikte Blair’in partisine gidip salak kiz kardesi Jenny’yi Chuck’in elinden kurtarana kadar. Orada biraz aksiyon heyecan oldu sevindik falan.

Ikinci bolumde de brunch icin bulusulacak bir yerde ona kadar ve brunch esnasinda gene caprasik iliskiler anlatiliyor falan fistik.

Ulan Jenny! Ulan sen gerizekali misin? Kafan hic mi calismiyor Jenny! Wannabe misin  laaaaaaaan! Adami sinir ediyosun ya. Sen ne gidip Blair’le takilmaya calisiyosun abin Serena’yi dusurdu dusurecek takilsana onla. Ayrica Jenny birinci sinifsin lan sen daha. Neyine senin gidip seniorlarla asik atmak!

Dan! Ulan serefsiz daha ikinci bulusmada kiza trip yapiyosun. Sana ne lan! Kizin namusunun bekcisi misin! Senle cikmaya baslayana kadar ne sik istediyse yapar. Sana mi soracak amina koyim. Sana da sinir oldum! Senden adam olmaz diyeyim bak. Ikinci sezonda falan kaza gecirip dizinde uzaklasirsin bu gidisle. Ha hala 4. sezonda oynuyorsan da valla helal olsun senaristlere.

Chuck. Karakter olarak super. Ideal olmus bence. Tek kusuru tecavuze yeltenmesiydi. Oyle bir olay olmasa bence gayet sevilebilecek bir tip. Tamam kizi birazcik ikna etmeye calisirsin azicik dil dokersin ama uzerine de cullanilmaz. Boyle bir sey yakismadi beyefendiligine! Espri olarak fena degilsin. Kotu olayi unutup onumuzdeki bolumlere bakalim derim.

Blair. Sana temiz bir dayak lazim. Siddetin her turlusune karsi olan beni bile sana dayak atilsa uzulmeyecegim hale getirdin.

Serena. Etikten ahlaktan yoksunsun. Senden de adam olmaz.

Rufus (Dan’in Babagil). Ressam oldugunu tahmin ediyorum. Bunun yani sira 90 larda muzik grubu varmis. Muzisyenlik iyi guzel ek is olarak yapabilirsin. Ressam yerine muhendis falan olacak tipin varmis. Oyle olsaydi dizideki oyum sanaydi. Cougar Town’daki basrol hatunla evli ve cocuklu tarzi bir dizi cekebilirsiniz. Komedi sana yakismaz pek ama yeni bir yorum olur. Cool bir durusun olur.

Evet Canan. Iste boyle. Umarim bu sayede seni biraz da olsa yakindan taniyabilmis. Dunyana girebilmisimdir. Optum cok.

XOXO denemecan

Gecici Cozumler Koordinatorunuz Gururla Sunar

Turkiye sinirlarini terketmemekte israrliyim ama bazen sneyl.com acilmayinca da uzuluyorum diyorsaniz http://alt.sneyl.com tam size gore. He oradaki alt, alternatif manasina geliyor evet. Aferin akilli bidiklar. Onu da acamazsaniz dayagi yersiniz zaten benden.

Her neyse ne dicem, muhtemelen farkedersiniz de farketmezseniz diye soyluyorum. alt adresinde yazi rss ve yorum rss var orijinal sneyl.com dan alan verileri. Onlarla karsilastirirsiniz o sayfada en son ne yazilmis. Dinamik olarak guncelleme yapilmadigi icin ve ben de mal gibi dakika basi guncellemeyecegim icin alt.sneyl biraz geriden gelecektir. RSS’i orijinal sayfaya o yuzden bagladim zaten. Anlayin ne kadar geride diye. Sikerler! Gec olsun da guc olmasin. Sinirlendim zaten.

Neyini acamiyorsun ya! Neyini acamiyorsun? Daha ne yapalim! ccccccccccccccccc