Lise 2’nin sonları ya da Lise 3’ün başlarıydı -tam hatırlayamıyorum- herkesin kasetini alırdım. Artık kim çıkarsa. Klibini görürdüm, vay derdim ne güzel şarkı. Koşup albümünü alırdım. Mükemmel bir tüketiciydim aslında. Yani RHCP albüm koleksiyonumu bir yana bırakın, bu albümler bambaşkadır. Şimdi masamdan görebildiğim kadarıyla, Evanescence – Fallen, Limp Bizkit – Results May Vary, Natalie Imbruglia -White Lilies Island ve bir de Avril Lavigne – Let Go var. (Bu arada Results May Vary albüm kapağını çok severim.) Evet bu örneklerden de görüldüğü üzere her tarz var. Yani Ankaralı Turgut’tan tutun Duman’a kadar gibi mesela. Sanki siz bilmiyorsunuz bu grupları/bağyanları. Ankaralı Turgut, Duman örneği falan saçma oldu. Her neyse. Az çok anladınız benim o dönemlerdeki tüketimimi. Hepsini de dinlerdim o ayrı ama. Bu da böyle bi anı olsun işte.
Gelelim şimdi başlığımıza. Avril Lavigne – Let Go. Şimdi medya maymunumda bu albümü dinliyorum da. İşte o zamanki hallerim aklıma geldi. Şarkılarını hala ezbere biliyormuşum bir de. Buna şaşırdım. Bu albümün tek sevmediğim yanı, kasetteki kağıdın olmamasıydı. Yani vardı ama sadece şarkı sözü ve beste kime ait o yazıyordu. Bir tane de fotoğraf. 2 sayfa lan. Oysa Red Hot Chili Peppers kasetleri öyle miydi? Değildi. Dolu doluydu. Sözleri de vardı. Sözlerini de yazıyorlardı tam oluyordu. Olsun be Avril! Senin bu albümünü seviyorum ben. Dinliyorum arada. Sözleri olsaydı güzel olurdu. Ya da biraz resim. Olsun o zaman küçüktün. Belki sonraki albümlerini dolu dolu yaptın. Ben bilmem oraları. Beni de ilgilendirmez. Beni Let Go ilgilendirir. Canım canım canım.
Yazarın bu yazıdan çıkardığı not: Eskiden korsan morsan yokmuş lan o kadar fazla! Asfsdahfuısadhfasopdgyouygdsf.
puuuuuuuu allah kahretmesin sizi. ulan sizi deniyorum kac gundur, bir yorum yok be. bir yorum. bugun oluyoruz desek, ilac niyetine bir yorum yazmayacaksiniz demek! alacaginiz olsun. biz burada sizi bilmemne yapmak icin hicbir sik yapmayalim siz bize yorum yazmayin. aıusdjhaoıusdhj. boyle bir sey var da benim mi haberim yok muftuler? nedir yani olay. nbh_ kankamla konustum hadi onun interneti yok ya digerleriniz. evet sozum sizlere! kalkin gidin lan buradan. yorum yazmayacaksan paylasma! YoRuM YaZmAyAn TuRk DeGiLdIr!
olum rush hour a yakalanmadan ciksaydiniz!
evet gevçekten de çok doğvu söylüyovsun. ancak nbh_ de sonuçta benim evden çıkmıyor. onun da bir yorum yazmasını beklerdim. sadece bu yazıya mı? elbette hayır! ulan ayıp bee. valla artık popüler kültüre yenik düşüp, yavşak yavşak mı yazı yazalım. ne yapalım? ne yazalım, mahmut mu yazalım? vallahi sinirlendim. ne yapalım, dizi analizi mi yapalım? dizi blogu mu yapalım buraya, haber mi, spor mu, siz söyleyin!
hayır bir sonraki yorumda yeni blog önerisi var biliyorum. okuduk onları hep. nedir yani bu saygısızlık? birisi gider æntep'e kursa. ne işin var ulan senin æntep'te? gereksiz gereksiz. gelir burayı da okumazsın ki sen şimdi. kıyıda köşede kalmış bir serzeniş olarak kalır bu. halbuki devlet yardım elini uzatsa, bu serzenişi duyursak fena mı olur. neyse pazartesi geliyosun. gel de içelim.
olum rush hour saat 3'e alınmış resmen. böyle bişey olamaz hocam. oldu…! vallahi oldu. gerçi kaça alınacaktı da zaten. ben öyle bi kalabalık görmedim saat 3'te. nereden geliyo bu insanlar. pazartesi aşağı inemedim. çarşamba kampüsten çıkamadım. ikisi de aynı şey değil mi lan bunların? hayvan!