Zamanın eşsiz karanlığı, zamanın uçsuz bucaksız mahzenlerinden kaynaklanır. Kimileri dünyayı dipsiz kuyuya benzetir, bilemedikleri, dünyanın zamanın ürünü olduğudur. Doğan dünya olduğu gibi ölen dünya da olacaktır baki kalan zamanın zindanları! Ben, şimdi, kuyunun dibine inerken, yanımda sen ile, bıraksam seyahatimi. Otursak merdivene, inmesek. Güç bizde artık diye haykırsak. Zamanı durdursak. Gözlerimizi hiç yummasak, hep gözlerimizin içine baksak. Melek olsak. Ölüm olmasa zamanın zindanlarında. Uçsak. Melekler uçabilir. Kelebekler gibi. Kozadan çıkamayan ipek böcekleri ise belki kalbimi ipekten yapar. Kelebeklere işte bakın bu kalp sizin soyunuzun eseri deriz. Böylece ölüme azrail değil kelebekler gelir, benden kalbimi kelebekler alır. Kelebekler mi? Hayır, hayır. Benim kelebeğim. Sen! Kalbimi al artık, sonsuz olalım!
o nası bi giriştir öyle helal sneyl. atasözü gibi valla:D